E3VTpvF. ya üst komşunuzun kendi çocuğu ya da oraya gelmiş misafir çocuğun çıkarmış olduğu, kulakla nerden nereye gittiği rahatlıkla takip edilebilen, evi başınıza yıkacak olan "güm güm güm" gibisinden bir ses işte... en üst katta oturuyorsanız hayatta itiraz edemeyeceğiniz sestir. zira koşan isa'dır; babası da tanrı'dır. sıkıysa gidin rahatsız olduğunuzu söyleyin. yemez... sürekli, kavga, ağlama gibi son derece rahatsız edici sesleri de çıkarabilme yeteneğine sahip çocuğun dayak vaktinin geldiğine işarettir. hiç olmadık zamanlarda çıkardığı seslerle son derece itici başarılara imza atar ki bu durumda en masumane şekilde ağıza sürülen biber vasıtası ile dur demek gerekir. bu da işe yaramazsa çocuğa hergün birer saatlik kulaklıkla slayer dinletisi seansı uygulanmalıdır ki kesin çözümdür. akabininde yaramaz sağa sola atlayan haylaz çocuktan geriye mum gibi duran ağzı var dili yok bir ufaklık kalır. apartmanda yaşayanlar için,ömürlerinin bir kısmında mutlaka karşılaşacakları varsayılan* olarak akşam saatlerinde evinize teşrif saat civârında sürmesi halde komşu uyarılmalıdır. bi' de şu var ki,hepimiz zamanlar bize böyle bir şikayet gelse ya sinip pustuk ya da olayı inadına daha da yarısı olmasın da istediği zaman bağırıp çağırsın,ortalıkta koşsun isteyebilir azından insana bi' komşusu olduğunu hatırlatır,iyi geçinmeyi ve muhabbeti ortamını komşuyla kafa olduktan sonra çocuğunu kendisi uyarır,îkâza gerek kalmaz. bkz abartma insanda ak 47'yi alıp tavanı tarama isteği uyandırır ki racona terstir çocuğa sıkmak o yüzden vazgeçilir. bkz memati acil helikopter lazim her evde standart olduğunu düşündüğüm iki kat arasına sürekli koşan çocuk sesi yayan bir zımbırtı yerleştiriyorlar gittiğim her yerde yukarıdan koşan çocuk sesi gelmesi imkansız da artık ben yukarıdan koşan çocuk sesi üst şikayet edeyim ki şimdi ben? çocuktur koşar da oynar da dersiniz, asıl kızılması gereken bacak kadar velede söz geçiremeyen anne babalar olmalıdır. çocuğa disiplin kavramının ne olduğunu anlatamamış, apartmandaki yaşam kurallarını bilmeyen ebeveynlerin boğazı sıkılmalıdır* ara ara farklı ses kombinasyonları da duyulur. - hızlı koşturma seslerini takiben tok bir "güp!" sesi ve avize sallanır. - kısa bir sessizlik - "uvaaaaaaaaaaaahhahahh" şeklinde derinden bir ağlama. - hemen olay mahaline ilerleyen gümbürtülü ayak sesleri - keskin bir "şırrrrraaakkkkk" sesi sonrası kesilen yaygara. - sonra "geçti yavrum, ağlama bak acımamış hiç" teselli sözleri. - kucakta boğuklaşan hıçkırıklı ağlayışlar. - bir süre huzur..... oh beee! anne kadar benzersiz bir güzellik yok be. alt kattaki küçük çocuğun ezan okumasından ya da "çaareeee geelmeeezz ağlaaamaaaktaaaan.." şeklinde şarkı söylemesinden daha normal bir hadisedir. bilincin kaybedildiğinde beyinde yaratılan gerçekdışı sesler. bkz sanrı evin kapısının eşiğinde ayakkabınızı giymeye çalışırken yavaş yavaş fazlalaşan, rutin, deli edici ses şeysi. eğer giriş katında oturuyorsanız ve bahsi geçen çocuk yolculuğuna en üstteki kattan başlamışsa yavaş yavaş insanda nedensiz bir stres meydana gelir. -patpatpatpat en başta duyulması zor fakat yine de hızlı serideki ayak sesleri duyulur +hasiktir... bu sırada sözkonusu kurban ayakkabısını bağlamaya ya yeni başlamıştır, ya da bağlaması gereken ilk ayak daha bitmemiştir -patpatpatpat sesler giderek yükselir, ayakkabıyı bağlama hızı da orantılı olarak artar -güüüm! çocuk genelde elinde futbol -nadiren basketbol- topu bulundurur ve bunu millete de duyurabilmek için apartman koridorunda saçma saçma sektirmeye çalışır +ananskim! topun sesi duyulduğu an çocuğun niyetinin dışarı çıkmak olduğunu anlaşılır, kaçış yoktur... bu sırada ayak sesleri hala aynı seriyi bozmadan artmaktadır -hoeloleoe oolm gtada bi görev geçmişim ahhua birden volumu gittikçe artan gereksiz bir konuşma duyulur +hısiktirhısiktirhısiktir konuşmadan anlaşıldığı üzere çocuk sayısı muhtemelen ikidir, stres daha da artmıştır -patpatpatpatpatpat güüüüüm patpatpatpatpat güüüüm çocuklar giriş katının üstündeki kata kadar gelmeyi başarmıştır. sesler olabildiğince orospu çocuğu bir şekilde yüksektir. top her yere sektirildiğinde sanki bir uçak düşmektedir. +bitirdim anunakoyiim!! ayakkabı bağlama meşgalesi bittikten sonra kurban birden tabanları yağlar, apartmanın dışına çıkar, yetmeyince sitenin dışına kadar uzaklaşır. artık kabus bitmiştir, rahatlanılır bazen gizemli bir topuklu terlik sesi tarafından takip edilir. nunchaku kullanma fırsatıdır. -patapatapatapatapatapatapata... +koşmasanıza lan eşşek sıpaları. koşmayın laaaynn. süpürgenin kıçıyla vurulur yukarı -pat, pat patapatapata pat pa pat. +bak bi de cevap veriyor büyüğüne! -pata pat pa pa pat. +tamam da olmuyor ki böyle gece gece. bak başımız ağrıyor teyzenle. lamba sallandı yahu. -pata pat. +tamam bi daha olmasın hadi. hayırlı geceler. -pat. Üst Kattan Gelen Sesler Nasıl Engellenir ? İnşaat akustiği sırasında üst kattan gelebilecek seslere karşı önlem alınması isteniyorsa zeminlere şap atılmadan önce kauçuk levha uygulanmalıdır. Çoğunlukla binaların ses yalıtımına elverişsiz yapılmasından dolayı uygulamalar hazır bina üzerinde yapılır. Çoğu kişi üst katından gelen sesi kendi tavanından engellemek istese de kullanılan malzemeler buna yeterli gelmez. Çünkü SES KAYNAĞINDAN KESİLMELİDİR. Üst katın zeminine uygun ses izolasyon malzemesi ile bu sorun çözülür. Eğer uygulama kusursuz yapılırsa %90 oranında sonuç alabilirsiniz ki bu yapılar için oldukça yüksek bir orandır. %100 sonuç istiyorum diyorsanız bunun için evinizin her tarafını izole etmelisiniz. Bu sizin için oldukça masraflı olacağından ve %90'lık sonucun sizin için çokça yeterli geleceğinden bunu önermemekteyiz. Üst Kattan Gelen Sesleri Engellemek İçin Kullanılan Ses İzolasyon Malzemeleri Ağır epdm ses yalıtım bariyeri ve ses kesici süngerpan hava dolaşımlı gürültü diye adlandırdığımız ses olaylarının engellenmesi için kullanılan ses yalıtım malzemeleridir. Akustik halılar ortam içinde akustiği sağlamak ve darbe titreşim oluşumunu azaltmak için parke veya beton üzerine uygulanabilecek farklı renklere sahip ürünümüzdür. Kauçuk levha şap altlarında önerilir. 5 mm kalınlığı sayesinde inşaat izolasyonunda katlar arasında sıklıkla tercih edilen zemin ses yalıtım malzemesidir. Mantarlı kauçuk levha ise parke altlarında kullanılabilecek yumurta profilli içinde bulunan mantar sayesinde ısı yalıtımına da katkı sağlayan üründür. Uygulama için örnek verecek olursak. Parke kullanıyor ve alt kata konuşma ve ayak sesi gitmesini istemiyorsanız; Yoğunluğu yüksek kalınlığı fazla olacak şekilde rebonded bondex süngerpan uyguladıktan sonra epdm ses bariyeri serilir ve mantarlı kauçuk levha uygulanır. İstenirse sağlanan akustiği ve yalıtımı arttırmak için akustik halı uygulanabilir onun yerine parkede kaplanabilir. Ürünlerin yapıştırılması çok önemlidir. Bunun için aks rapid solid bazlı yapıştırıcı kullanabilirsiniz. Üst kattan gelen tak tuk, güm güm, pat pat sesleri sabahın köründe başlamıştı yine Cumartesi günü bile demeden. Alttakiler ne hale gelecek, başları mı ağrıyacak, tansiyonları fırlar mı, mide rahatsızlıkları artacak mı hiç oralı olmadan gece yarısına kadar da gürültüye devam edeceklerdi. İki yıldır üst kattan aralıksız gelen gürültü dayanılmaz olmuştu artık Meriç ve karısı Itır için. Buldukları her fırsatta komşularına durumu anlamışlardı anlatmasına; ama anlamışlardı ki ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir şey kar etmeyecek. Alt kattakilere hayatı zindan etmek ya da akıllı uslu olup hep birlikte huzur içinde yaşamak üst kattakilerin insafına kalmıştı. Böyle durumlar için caydırıcı olabilecek ele avuca gelir pek bir yaptırım olmadığından gürültü yapan yaptığıyla kalıyordu. Meriç ve Itır, her akşam iş dönüşü herkes gibi evlerinde kafalarını dinlemek özlemindeyken üst katın bitmeyen zamanlı zamansız gürültüsünü dinlemekten değil dinlenmek, iki laf edemez olmuşlardı epeydir. Daha geçenlerde üst kat komşuları evde adeta at koşturmuş, itmedik eşya, çekmedik sandalye, çarpmadık kapı bırakmamıştı birbiri ardına. “Prensesimiz bizim” dedikleri bet sesli kızları da bas bas bağırarak evin içinde hoplayıp zıplayıp, ip atlamıştı yaşıtı kuzeniyle. Üst kat komşularını birkaç kez uyarmak istemişlerse de hiç oralı dahi olmamıştı komşular. Hatta daha bir arttırdılar gürültüyü, inadına yaparcasına. Daha geçen gün yolda karşılaştıklarında bir kez daha konuşmayı denemişti Itır üst kattaki komşularıyla. Tam konuşmaya başlayacakken iki elinde iki köpeğinin tasmasıyla yürüyüşte olan mahalleli bir kadının kendilerine doğru gelmekte olduğunu gören komşu kadın, sahibinin tasmalarından tuttuğu köpekleri görür görmez korkup, çığlık çığlığa tabanları omuzlarına değercesine apartmana doğru kaçınca Itır da söyleyeceklerini söylememişti. Haftanın tüm yorgunluğunun hissedildiği Cuma günü yine çok yoğun bir iş gününün ardından eve gelen Meriç, daha kapıdan girer girmez kulakları tırmalayan üst kattan gelen pat pat koşturma, zıp zıp zıplama, güm güm ayağı yere vura vura yürüme sesleri karşısında dayanamadı; birebir güm sesiyle karşılık verip, bunca zamandır dinledikleri, rahatsızlığını çektikleri o sesin aynısını komşuları da duysun da Allah’ın her gününün her dakikası neler çektiklerini anlasınlar istedi. Yukarıdaki komşularının çıkardığı gibi bir güm sesi çıkarabilmek amacıyla Meriç duvara vurmak için yumruğunu kaldırmıştı ki aklına Şuhreta halasının kocası Kadri enişte gelince yumruğunu duvara vurmadan gülerek indirdi. ***** Doğduğu Bosna’dan İstanbul’a geldiğinde üç yaşında olan Şuhreta halanın Erzincanlı kocası Kadri enişte, ilkokul öğretmeniydi. Çocukları çok severdi. Elinden pek çok işle birlikte ağaç yontusu da gelen Kadri enişte, daha önceden Meriç için yapıp hazırladığı tahtadan arabaları, gemileri, trenleri Meriç yaz tatillerinde İstanbul’a geldiğinde ona hediye eder, Meriç de ağaç yontusu yeni oyuncaklarıyla oynardı halasıyla eniştesinin dizi dibinde. Bin dokuz yüz altmış yılı yazında Meriç, babaannesinin yanındaydı, İstanbul'da. Karagümrük'te. Şuhreta halası ve Kadri eniştesi de hemen babaannesinin yanındaki bitişik evde oturuyorlardı. O zamanlar beş yaşındaki Meriç, babaannesinin iki katlı cumbalı evinin üst kattaki kafesinde oturup, Kadri eniştesi ve halası ile oynamaktan çok hoşlanırdı. Halasının çocukları Ada’ya gitmişti ki Meriç, yaz tatilini babaannesinde geçirmek üzere İstanbul’a geldiğinde okullar çoktan kapandığından Kadri enişte de evdeydi. Meriç, eniştesinin evde olduğunu duyunca çocukları çok seven, Meriç’in nazına oynayan Kadri eniştesi ile bütün gün oyunlar oynayacağını, parka gideceğini, Samatya’da deniz kenarında gezinti yapıp ara sıra balık tutacaklarını düşünerek çocukça bir mutluluğa kapılıyordu. Meriç, geleli iki gün olmuştu; ama Kadri eniştesi de halası da nedense bitişikteki babaannesinin evine hiç uğramıyor, Meriç cumbada tek başına kalıyordu. Eniştesinin geçen yıl kendisi için yaptığı tahtadan yontulmuş arabasını tek başına sürerken canı sıkılıyordu. Oysa eskiden Meriç şoför olurdu, Kadri enişte yolcu. Halası da durakta beklerdi. Arabacılık oynarlardı birlikte. Yolcu olmadan da arabacılık oyununun hiç tadı çıkmıyordu. Eniştesi ve halası onu nasıl eğlendirir, masallar anlatır, oyunlar yapar, sürprizler hazırlarlardı eskiden. İki gündür Kadri eniştesi de halası da hiç görünmemişti. Meriç içten içe gücenmişti eniştesine; ama daha çok da Kadri eniştenin neden elindeki yeni yontu oyuncaklar ile hemen bitişikteki babaannesine hiç uğrayıp, kendisi ile oyun oynamıyor olduğunu çok merak etmişti. Babaannesinin evinin az ötesindeki pembe evde oturan ailenin küçük oğlunun her gün Şuhreta halası ile Kadri eniştesinin evine gittiğini duyunca kıskanmadan edemedi. Kendisi ile oynamaya gelmeyen Kadri eniştesi ve halası, bir başka çocuğa resimler çizdiriyor; renkli el işi kağıtlarının üzerine bastırdıkları kurşun kalemin ucuyla ufacık parçalar kopararak, zamklı beyaz kağıtların üzerine yapışan renkli kağıt parçacıklarından ibaret ağaç, kuş, araba resimleri yapıyordu anlaşılan. Meriç’in küçük kalbi buruldu aklına bunlar gelince. Meriç, babaannesine duyurmadan usulca evden çıktı. Hemen bitişikte oturan halası, kapı ağzında eski alıp karşılığında kap kaçak satan seyyar satıcıyla öyle bir pazarlığa girişmişti ki Meriç’in içeri daldığını fark etmedi bile. Meriç, salondaki ceviz kolçaklı goblen koltuklardan birinin ardına sindi. Eniştesinin, pembe evde oturan ailenin küçük oğlunu nasıl oynattığını seyredecekti çocuk merakıyla. Biraz da kıskançlıkla. Şuhreta halasının dikiş odasından gelen tıkırtıya kulak kabarttı Meriç. Tıkır tıkır bir ses duyuluyordu halasının dikiş odasından. Neyin sesiydi acaba o ses? Tekerleri kendi tahta arabasınınkinden daha büyük, daha güzel bir araba mı yapmıştı acaba eniştesi komşu çocuğa? Kadri eniştenin her zamanki gibi sakin, tok sesi duyuldu ansızın. -O kol ile oynamayalım evladım. Elini, kolunu makineye kaptırabilirsin. Dikiş makinesinin iğnesi seni yaralayabilir. Meriç, komşu çocuğun kolu çevrilerek çalışan eski dikiş makinesinin koluyla oynadığını anladı. Oysa o makineye Şuhreta halasından başkası dokunmazdı. O makine ile dikiliyordu çocukların okul önlüğünden bayramlık giysilerine, perdelerden elbezlerine dek. Meriç hiç dokunmazdı Şuhreta halasının dikiş makinesine. Ona dokunulmayacağını bilirdi. O makine, teyzesinin oyuncağıydı, çocukların değil. Hem çocuklar için dikiş makinesine dokunmak çok tehlikeydi. Bir çocuk makineyle oynarken makine bozulabilirdi de üstelik, daha da kötüsü elini kaptırabilirdi. Komşu çocuk, ısrarla makinenin kolunu çeviriyor olmalıydı ki tıkır tıkır ses gelmeye devam ediyordu dikiş odasından. İçini çekti Meriç, Kadri eniştesi nasıl da bu çocuğun nazına oynuyordu. Halbuki Meriç kaç gündür cumbada tek başına eniştesinin gelip kendisi için yeni yaptığı ağaç yontusundan oyuncaklar vermesini, halasının hikayeler anlatmasını bekliyordu. Oysa eniştesi de halası da Meriç'i unutmuş, komşu çocuğu oynatır olmuşlardı. Birden Kadri eniştenin sesini duydu, sindiği koltuğun ardından. Eniştesi “dikiş makinesinin çocuklar için bir oyuncak olmadığını ve o kolun çevrilmemesi gerektiğini” bir kez daha söylese de çocuk, sanki bunlar ona söylenmemiş gibi kolu var gücüyle çeviriyor, tıkır tıkır sesler çıktıkça da kıkır kıkır gülüyordu. Meriç’in yüreği de pır pır. -Kurt dişi gibidir dikiş makinesinin iğnesi çocuğum. Parmaklara batarsa koparır, dedi Kadri enişte çocuğa. -Kurt mu? Çok korkunç, dedi çocuk. Meriç, çocuğun cevabını duyunca eniştesinin nasıl da memnun memnun gülümsediğini göremedi. Çocuk, belli ki dikiş makinesinin kolunu çevirmeyi sürdürüyordu ki içerden hala ses gelmeye devam ediyordu. Çocuk da kıkır kıkır gülmeye. Meriç, saklandığı koltuğun arkasından bir ayak sesi duyar gibi oldu. Salona doğru gelen ayak seslerinin eniştesinin ayak sesi olduğunu hemen anladı. İyice sindi saklandığı koltuğun arkasına. Kadri eniştenin yemek masasından bir sandalye çektiğini duydu Meriç. Koltuğun arkasından başını hafifçe çıkardı. Eniştesi arkasını dönmüş, masada oturuyordu. Elinde türlü renkte boya kalemi tutan Kadri enişte, masaya kocaman bir karton yaymaktaydı. Bir de makas gördü sanki Meriç masada. Kadri enişte, kartona bir şeyler çizdi. Sonra çizdiğini elindeki renkli kalemlerle boyadı. En sonunda da eline makası alıp, kartonu kesti. Kırpık karton parçalarını masada bırakıp, elindeki çizilip boyanmış karton parçası ile yerinden kalktı. Şuhreta, seyyar satıcı ile kapıdaki pazarlığı bitirip eve girmişti. Dikiş odasında dikiş makinesinin kolunu giderek artan bir hızla çevirip duran komşu çocuğa seslenip, onu mutfağa çağırdı. Koşturarak mutfağa giden çocuk bir yandan da avaz avaz bağırıyordu; -Naneli limonatamla kurabiyem hazır mı? Çocuk, Şuhreta halanın cevabını bile beklemeden mutfak masasından bardağı kaptığı gibi limonatayı höpürdeterek içmeye başladı. Komşu çocuk, lıkır lıkır içtiği birkaç yudumun ardından limonatanın serinliği ve iç açıcı lezzetiyle derin bir “Ohhh” çekti. Mis gibi, ferahlatıcı limon kokusu ta salona, Meriç’in burnuna kadar gelmişti. Meriç de derin bir iç çekti, komşu çocuk, halasının o leziz acıbademli kurabiyeleri ve naneli limonatasıyla mutfakta karnını doyuruyordu bir güzel, kendisi halasının evinde bir koltuğun arkasında sinmiş beklerken. Meriç’in dudakları büzüldü. Salondaki masadan kalkan Kadri enişte, misafir çocuğun mutfağa gitmesiyle boş kalmış dikiş odasına hızla girip çıktı. Doğruca salona dönüp, arkasına Meriç'in sindiği koltuğa oturdu. Meriç, o kadar heyecanlanmıştı ki, iki büklüm saklandığı koltuğun ardında eniştesi duyacak diye nefes almaya bile çekiniyordu. Büzüşüp kaldığı koltuğun arkasında, ayaklarının uyuştuğunu bile unuttu. Merakla ne olacağını bekliyordu sadece. Komşu pembe evin çocuğu, kolu çevrilerek çalışan eski dikiş makinesinin başına bir an önce dönebilmek için tabakta kalan son kurabiyeleri aceleyle ağzına tıkıp, yuttu. Limonatanın kalanını bir dikişte içti. Kurabiyelerle limonatayı bitirir bitirmez fırlayıp, dikiş makinesinin olduğu odaya koşturdu. Az sonra da dikiş odasından yükselen bir çocuk sesi duyuldu. -Annecim, kurt. Çocuk, gerisin geri dönüp, kapıya doğru koştu. Kapıyı açtığı gibi sokağa fırladı. Şuhreta, komşu çocuğun birdenbire neden böyle evden fırladığını anlamak istercesine kapıya seğirtti. Çocuğun arkasından seslendi; ama çocuk arkasına bakmadan, ayakları sırtına değercesine koşuyordu. Şuhreta, deli gibi kapıdan fırlayıp olanca gücüyle evlerine doğru koşturan çocuğun ardından bakakaldı. Şuhreta, dış kapıyı kapatıp salona yöneldi. Kocası, oturduğu koltukta kendisine bakıyordu. -Merak etme, bir şey yok. Kaç gündür dikiş makinesine sardırdı bu çocuk. Çocuktur diye kırmadım. Ama ödüm kopuyor elini kaptıracak, yaralanacak, parmakları kopacak diye. Her an başında duramam çocuğun. Günlerdir nefes almadan başını bekliyorum zaten. Hem doğru da değil tüm gün bir çocuğun yabancı bir evdeki dikiş makinesinin başında oturup, biteviye kolunu çevirmesi. Makinenin iğnesinin ona zarar verebileceğini defalarca anlattım; ama olmadı. Yine oynamaya devam etti. Anne babasına söyledim, olmadı. Çocuğu her gün bize göndermeye devam ettiler. Kurttan korktuğunu anladığımda da aklıma bir çare geldi. Kartona, sivri dişleri açıkça görülen ağzı açık bir kurt başı çizdim. Boyadım da resmi. Ardından çizdiğim kurt başını kartondan kesip çıkardım. Dikiş makinesinin koluna, çizdiğim kurt başını iliştirdim. Sonra da çocuğun limonata içip, kurabiyelerini bitirdikten sonra mutfaktan dikiş odasına geçmesini bekledim. Sonuç tam istediğim gibi oldu. Evet çocuk resmi görünce korktu; ama bir defaya mahsus korktu. Ben, her an ona bir şey olacak diye korkuyordum. Anne babası da hiç arayıp sormuyordu çocuklarını bize geldikten sonra. Çocuk, makinenin kolu ile oynarken onu bekleyen tehlikeden habersizdi. Eğer o çocuğun eline, koluna, başka bir yerine makinenin iğnesi yüzünden bir şey olsaydı ben kahrımdan ölürdüm. Emanet çocuk; emanete hıyanet olur mu? Çocuğu korkuttuğum için çok üzüldüm; ama onu dikiş makinesiyle oynayarak kendisine ciddi zarar vermesinden de kurtarmış oldum bu sayede. Başka yol kalmamıştı bana, onu dikiş makinesinin çevresinden uzaklaştırmak için. Dikiş makinesinin başından bir an olsun kalksa hemen kolu çevirip, makineyi kurcalamaya başlayan komşu çocuğu defalarca uyaran; ama sabahtan akşama kadar evlerinden çıkmayan çocuğu kırmamak için de sabreden ve bundan böyle bütün gününü kendilerinde geçiren komşu çocuğun elini dikiş makinesinin iğnesine kaptırma korkusunu taşımayacağını anlayan Şuhreta bir kahkaha attı kocasını dinledikten sonra. -Te o kaa, dedi. -Şuhreta, artık biraz da annene geçelim. Meriç beni bekliyordur oynamak için. Onun için yeni yaptığım oyuncak at ile teraziyi de veririm böylece. İki büklüm halde koltuğun arkasına saklanmaktan artık ayakları iyiden iyiye karıncalanmaya başlamış Meriç, ayağa fırlamak istediyse de uyuşmuş ayaklarının üzerinde kalkamadı. Dizlerinin üzerinde doğrulup, küçük kollarını koltuğun arkasından eniştesinin boynuna dolarken, -Hadi hemen babaanneme gidelim, diye neşeyle bağırdı. ***** Üst kattan gelen türlü türlü gürültü, kulaklarını delercesine evlerinde yankılanırken Meriç, çocukluğunun bu anısını hatırlar hatırlamaz Kadri eniştesinin oyununu oynamak istedi üst kat komşularına. Meriç, hava boşluğuna açılan havalandırma penceresinden sesinin üst kata gideceğini çok iyi bildiğinden gür sesiyle karısına seslendi. -Hayvan barınağındaki köpeklerden ikisini çok beğendim. Hemen yarın alalım mı o biri cooker diğeri doberman olan köpekleri? Oldum olası hayvanların doğal ortamlarında yaşamalarına inanan, evde hayvan beslemeye hiç taraftar olmayan Itır hemen anladı göz kırpan kocasının ne düşündüğünü. -Tabi tabi. Ben bir de pittbull beğendim. Almışken onu da alalım. Üç köpeğe yetecek kadar geniş nasıl olsa evimiz. Her birine bir oda veririz. İstedikleri gibi gezerler odalarda, balkonlarda. Apartmanın bahçesinde de oynarlar, koştururlar. Sihirli değnek değmiş gibi kesildi üst kat komşudan gelen gürültü. İki üç dakika sonra üst katın açılıp kapanan dış kapısının sesi duyuldu. Yukarı çıkan asansörün sesi de. Bet sesli prensesin çıtı duyulmuyordu. Köpek lafını duyar duymaz köpekten korkan üst kat komşuların onca gürültüsü bir anda kesilivermişti. Itır, balkona çıktı derin bir nefes almak için. Otoparktan deli gibi çıkan üst kat komşularının arabasını gördü. Tam o sırada balkona gelen Meriç muzip bir ifadeyle Itır’a bakarken üst kattakilerin mesajı aldıklarından ve bundan sonra başlarının ağrımayacağından gayet emin karıkoca, zehre panzehir bulunan anlardaki memnuniyetle otoparktan çıkan arabanın arkasından manidarca güldüler. Acemi Demirci, Paylaş SES YALITIMINDA SIKÇA SORULAN SORULARSes yalıtımı nedir?Bir ortamda oluşan seslerin başka bir ortama geçişini engelleyen ve mekan içerisinde oluşan yankı gibi ses problemlerin önlenmesi için yapılan teknik uygulamalardır. Devamını Oku... Ses yalıtımı nasıl yapılır?Ses yalıtımı duvar, tavan ve zeminlerde yapılmaktadır. Bu uygulamalar için farklı ses kesici malzemeler mevcuttur. Süngerpan, epdm ses bariyeri, bariyerli akustik sünger… Devamını Oku... Akustik sünger ses yalıtımı sağlar mı ?Akustik sünger ses emici özellikte bir üründür. Yankı yalıtımı sağlar. Ortam akustiği düzenlemektedir. Ayrıca ses yalıtımına katkı sağlar fakat ses kesici özellikte olmadığı için yüksek bir performans sergileyemez. Bu nedenle ses geçişlerini engellemek için ses kesici özellikte malzemeler ile beraber uygulanmaktadır. Devamını Oku... Tavan Ses Yalıtımı FiyatlarıBulunduğunuz bölgeden üst kata giden sesi engellemek istiyorsanız tavan ses yalıtım uygulaması yaptırmalısınız. Üst kattan gelen sesler için tavanda uygulama yapılmaz. Çünkü üst kattan gelebilecek ses titreşimli olup duvarlardan iletilerek sanki yan daireden geliyor gibi bir etki uyandırır. Bu uygulama her ortamda yapılabilir. Devamını Oku... Ses Yalıtımında Kullanılan MalzemelerSes yalıtımı ve ses izolasyonu uygulamalarında çeşitli ses yalıtım malzemeleri kullanılır. Uygulama yapılan mekanda, gürültü şiddeti, gürültünün kaynağı ve tercihlere uygun ses yalıtımı malzemesi önerilmektedir. Örneğin; ses tavanınızdan geliyor ise üst komşunuzun fedakarlık yaparak zeminine zemin şiltesi uygulaması yaparak üst kattan gelen topuk, titreşim sesini engllemesi gereki ama ses duvarınızdan geliyor ise sesin kaynağı olan bölgeye bondex sünger ve çeşitli malzemeler uygulayarak gürültü şikayetinizden kurtulabilirsiniz. Devamını Oku... Ortak Komşu Duvar Ses Yalıtımı Nasıl Yapılır?Ortak duvarlarda ses yalıtımı, duvarlar arası geçiş yapan rahatsız edici seslerin kesilmesi amacıyla yapılmaktadır. Komşu duvarınızdan sizin dairenize geçen seslerin kesilmesini istiyorsanız bu durumda ses yalıtım uygulaması yapılması gerekli olacaktır. Bu gibi durumlarda ortak duvar ses yalıtımı yapılmaktadır. Devamını Oku... Giriş Yap Katlar Arası Ses Yalıtımı Katlar arası ses yalıtımı ayak seslerini durdurmak için ses yalıtımlı zeminler, taşınan mobilyalar çarpma gürültüsünü durduracak çözümlere ihtiyaç duyulduğu için yapılır. Bu sayede komşularınızın tv sesini veya konuşma sesini durdurabilirsiniz. Yeni inşa ve dönüşüm projeleri için zeminleri ayırma yöntemleri konusunda yardım ve tavsiye alabilirsiniz. İnşaat halinde ve yapımı bitmiş binalarda katlar arası ses yalıtımı yapılmaktadır. Gerekli malzemeleri de firmamızdan temin edebilirsiniz. Kat aralarından geçen seslerde sorunun kaynağı tespit edilmelidir. Yani hava kaynaklı mı yoksa darbeden kaynaklı sesler mi ? Eğer sorun televizyon veya konuşma sesi ise bu hava kaynaklı gürültü problemidir. Bir ses doğrudan bir kaynaktan alıcıya aktarıldığında gerçekleşir. Darbe gürültüsü, bir yapı üzerinden çarpma noktasından iletilen ve titreşen bir yüzeyden yayılan ses olarak deneyimlenen yapısal titreşimdir. Darbe sesleri, ayaklar, yere düşen eşyaları veya çalışan çocuklardır. Laminat parke veya mühendislik zemin döşemesi gibi sağlam zemin kaplamalarınız varsa, çarpma etkisi hissedersiniz ve havadaki ses, halı kaplı bir zeminden daha yüksek olabilir. Bu tip zemin kaplaması ile zeminler arasında daha yüksek ses yalıtımı için kauçuk tabanlı halı tercih edilebilir. Bunun haricinde zeminde yükseltme yapıp iskelet aralarında ses kesici süngerpan, üzerinde ağır epdm ses bariyeri ve mantarlı kauçuk levha kullanarak titreşimi ve gürültüyü önleyebilirsiniz.

üst kattan gelen ayak sesleri