Bunun için de gerektiğinde yerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu aldırılması söz konusu olacaktır. Merhabalar ben 4 ayın 13 de iş kazası gecirdim ve üçüncü kişinin bu
İşkazası tutanağı; Sgk İş Kazası Bildirim Formu; Hasar sebebine bağlı olarak düzenlenen resmi ifade ve görgü tutanakları, Talep Yazısı; Epikriz raporu; Mahkeme bilirkişi raporu; Maaş bordrosu; SGK işe giriş bildirgesi; İş güvenliği müfettiş raporları; Maluliyet Durumunda. Gelir durumunu gösterir belge, Hastane heyet
Samsun Eti Bakır’daki iş cinayetinin ardından bilirkişi raporu tamamlandı. Asıl işveren olan Cengiz Holding ikinci derece sorumlu bulunurken işin yüklenicisi 3 farklı taşeron firma esas kusurlu bulundu. Rapora göre, taşeronun taşeronu da bir başka taşeron firmayla anlaşmış.
3 Haziran 2014. Konu Sahibi. #1. Kartal’da MG inşaat firmasının yüklenicisi olduğu inşaatın 16. katında iskelenin çökmesi sonucu üç işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili başlatılan soruşturmada inşaatın iş güvenliği uzmanı 24 yaşındaki tekstil mühendisi Erhan Eryılmaz ihmali davranışla kasten adam öldürme
Samsun'da Eti Bakır İşletmeleri'nde geçen perşembe günü 5 işçinin öldüğü, 11 kişinin yaralandığı kazayla ilgili bilirkişi heyeti ön raporunu hazırladı. GİRİŞ 28.11.2012 12:
İş kazası tanımı raporu, bildirim tutanağı genel olarak işi gereği yapmakla yükümlü olunan iş yerinde geçirilen kazanın işveren kişi tarafından yapılması gereken bildirimi ifade etmektedir. İş kazası bildirimi genel olarak kanun kapsamında belirtilen süreç içerisinde SGK’ya yapılması istenir.
PXa6Swp. AVM inşaatı yangınında patronları aklayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş 21 Ağustos 2015 Marmarapark AVM’nin inşaatındaki çadırda çıkan yangında 11 işçinin ölmesi üzerine açılan davadan çıkan 6 mahkumiyetin gerekçeli kararı açıklandı. Mahkemenin, dosyadaki beş ayrı bilirkişi raporundan, AVM’nin sahibi ile AVM’yi inşa eden Kayı İnşaat adlı şirketin yöneticisini kusursuz gösteren dördüncü raporu dayanak aldığı ortaya çıktı İstanbul Esenyurt’taki Marmarapark AVM şantiyesindeki işçi çadırı, 12 Mart 2012’de yanmış ve 11 işçi feci şekilde can vermişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonucunda, aralarında taşeron şirket sahipleri, kalıpçı, elektrikçi ve iş güvenlik uzmanının olduğu 7 sanığa “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan ceza verilmişti. Mahkeme dört sanığı onar yıl, iki sanığı altışar yıl, bir sanığı da beş yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Aralarında Marmarapark AVM’nin yöneticisi Andreas Michael Hohlmann ve Kayı İnşaat’ın Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Gümüş’ün de olduğu altı sanık ise beraat etmişti. Patronları suçlamayan rapor Radikal’in haberine göre, gerekçeli kararda, dosya kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi İBB Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü ile üç ayrı bilirkişi raporunun alındığı kaydedildi. Bu beş rapordan; olayın oluş şekli, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde İTÜ’den Prof. Dr. Ahmet Faik Mergen, Dr. Murat Kuruoğlu ve İnşaat Mühendisi Tayfun Çubukçu tarafından hazırlanan 1 Temmuz 2013 tarihli raporun “karara dayanak olabilecek nitelik ve yeterlilikte olduğu” belirtildi. Diğer dört raporun ise “bu nitelikte bulunmadığı” savunuldu. Bu nedenle, İTÜ raporu doğrultusunda karar vermenin “adil ve uygun olacağı” ifade edildi. Rapor gereğince Kayı İnşaat’ın yöneticilerinin de aralarında olduğu altı kişi hakkında beraata karar verildiği, diğer sanıklar için cezaya hükmedildiği belirtildi. Firmayı aklayan rapor Raporda, Kaldem adlı taşeron firmanın sahipleri Mehmet ve Abdullah Altun’un asli kusurlu olduğu ifade edilmişti. Kalıpçı Kadir Altun “yangına neden olan yatakların içeri taşınması talimatı vermesi” nedeniyle, çadıra elektrik tesisatı döşeyen Şaban Bakırcı da “yangına elektrik tesisatının neden olması ve işini gerekli titizlikle yapmamasından dolayı” asli kusurlu sayılmıştı. Kaldem’in İş Güvenliği Sorumlusu İSG Cem Yıllar için ise “Kendi firmasına dahi ceza keserek önlemler almasına çalışmış olmasına karşın yeterince denetlemeyi başaramamıştır” denilerek, tali kusurlu görülmüştü. TAPAS İnşaat’ın İSG sorumlusu Hikmet Tezcan ile Miratek’in İSG sorumlusu Ömer Faruk Gülmez de tali kusurlu kabul edilmişti. Bakanlık raporunda 3 firmaya işaret edildi AVM’nin sorumlusu olan Marmarapark’ın temsilcisi Andreas Michail Hohlman ve ikinci inşaat şirketi Kayı İnşaat’ın ise kusurlu olmadığı savunulmuştu. Esenyurt Davası avukatları bu yönüyle rapora itiraz edip dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilmesini istemişti. Çünkü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun hazırladığı 29 Mart 2012 tarihli raporda, AVM inşaatı şantiyesinin bütün kontrol ve yönetiminin Marmarapark tarafından Kayı İnşaat’a verildiği, Kayı’nın her tür beton ve demir işini Kaldem’e verdiği ifade edilmişti. Bu bakımdan Marmarapark’ın asıl işveren, Kayı’nın alt işveren, Kaldem’in ikinci alt işveren olduğu, Kayı ile Kaldem arasında “muvazaalı danışlıklı sözleşme” imzalandığı kaydedildi. Raporda, üç firmanın da sorumlu olduğu vurgulanmıştı.
İnşaat Sektöründe İş KazalarıÖzellikle inşaat sektöründe meydana gelen iş sağlığı ve güvenliği konusunda meydana gelen eksiklikler genel olarak yaşanan ekonomik, bilimsel ve teknolojik gelişmelerden yararlanılmaması durumundan kaynaklanmaktadır. İş kazalarının önlenmesi konusunda tedbirlerin alınması için yapılacak olan harcamalar gereksiz ve fuzuli olarak düşünen işverenler daha fazla olarak işçilerin gerektiği kadar dikkatli olmaması nedeni ile iş kazalarının meydana geldiğini iş kazalarının meydana gelmesi konusunda asıl sebepler iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken önlemlerin alınmaması ve bu konuda gerekli ödemelerin yapılmaması ile maliyetin azaltılması nedeni ile ortaya konuda unutulmaması gereken en önemli durum, iş kazalarını önlemek konusunda yapılacak her türlü güvenlik harcaması ve yatırımı konusunda iş kazası meydana geldikten sonra ortaya çıkan ve dolaysız olarak ortaya çıkan maliyetlerden daha az olması durumudur. Bu konuda ayrıntılı olarak istatistik ve muhasebe kayıtlarının tutulması ile iş kazalarında oluşan maddi kayıplar iş kazası nedeni ile işçi, işçinin ailesi ve işçinin arkadaşları üzerinde oluşan psikolojik durumlardan kaynaklanan manevi kayıplar hesaplanamamaktadır. Bu sebeple iş kazalarının önlenmesi için gerekli olan tedbirler alınabilmektedir. İş kazaları konusunda açılacak davalarda avukat veya avukatlık bürolarından hizmet alınması ile dava sürecinin yürütülmesi ile davaların sonuçlanması konusunda avantaj sağlanabilmektedir. İnşaat Sektöründe İş Kazaları Sorunuİnşaat İş Kazalarında Taksirİnşaat konusunda meydana gelen iş kazaların taksir konusunu bir örnek ile açıklamak daha faydalı olacaktır. Bir şantiye şefinin 3 metre derinlikte bir kanalizasyon kazısı yatırması sırasında yumuşak topraklı kazıya iksa tertibatı kurularak kazının yapıldığı ancak iksa tertibatının hatalı olması nedeni ile göçük olması durumunda taksirle iş kazasının meydana geldiği durumda şantiye şefi bir iksa tertibatı kurdurarak kazının yapılmasını sağlamış ve göçük olacağını öngörememiştir. Ancak kazıda bir iksa tertibatının yapılmaması ile işçilerin çalıştırılması durumunda meydana gelebilecek göçük durumunda bilinçli bir taksirden söz edilmesi mümkün olacaktır. İnşaat Sektöründe İş Kazaları Sorunuİnşaat Sektöründe Meydana Gelen İş Kazalarında Maddi TazminatlarBir kazası yaşan işçinin iş görmezlik durumu oranında çalışmasının aksaması ve gelirinde bir azalması yaşaması mümkündür. Bu durumda ortaya çıkan maddi zararın temini konusunda işverenlerinden maddi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. İşçilerin iş kazası nedeni ile talep edecekleri maddi tazminatlar iş görmezlik tazminatı ve destekten yoksun kalma tazminatları olmaktadır. İnşaat Sektöründe İş Kazaları Sorunuİş Kazalarında Destekten Yoksun Kalma TazminatıYaşanılan bir iş kazası nedeni ile işçinin ölmesi durumunda onun desteği ile geçinen kişilerin mahrum kaldıkları bu destek nedeni ile ortaya çıkan maddi zararlarını işverenden tazmin edebilmektedirler. Ölen işçinin desteğinden mahrum kalan kişiler tarafından işveren aleyhinde bir destekten yoksun kalma tazminat davası açılması bu konuda verdiği kararına göre, ölen işçi ile desteğinden yoksun kalan kişiler arasında miras ilişkisi veya nafaka yükümlülüğü bulunması şart değildir. Ölen işçinin destek olduğu kişilere düzenli olarak yardımda bulunuyor olması bu konuda yeterli görülmektedir. İnşaat Sektöründe İş Kazaları Sorunuİnşaat İş Kazalarında Manevi TazminatBir iş kazasının meydana gelmesi nedeni ile ölümün meydana gelmesi veya bedensel bir hasarın meydana gelmesi durumunda işçinin veya ailesinin çektiği acı ve elem için mahkemenin takdir edeceği bir tutarda manevi tazminat talep edilmesi mümkündür. İnşaat Sektöründe İş Kazaları Sorunu
1141 Madende metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğü kazayla ilgili hazırlanan yeni bilirkişi raporunda alt işveren yüzde 70, asıl işveren TTK yüzde 30 kusurlu bulundu Raporda, kazada rol oynayan en önemli faktörün çalışmalardaki "işçi inisiyatifinin" gereğinden çok ön plana çıkması, bunun da denetleme. FERDİ AKILLI- ERDİNÇ AKSOY - Türkiye Taşkömürü Kurumu TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı ocakta metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğü kazayla ilgili hazırlanan yeni bilirkişi raporunda, alt işveren yüzde 70, asıl işveren TTK yüzde 30 kusurlu Ecevit Üniversitesi BEÜ Maden Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nuri Ali Akçin, Elektrik ve Elektronik Bölümü'nden Araştırma Görevlisi Rukiye Uzun ile 3 maden mühendisinin yer aldığı ilk bilirkişi heyetinin bir süre önce Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına 50 sayfalık rapor teslim ettiği iş kazasıyla ilgili tazminat davasının görüldüğü Zonguldak 3. İş Mahkemesi, yeni bilirkişi raporu talep maden mühendisleri Prof. Dr. Cengiz Kuzu, Doç. Dr. Türker Hüdaverdi ve Yrd. Doç. Dr. Abdullah Fişne'nin hazırladığı yeni raporda, Star İnşaat ve Ticaret AŞ'nin TTK Kozlu Müessese Müdürlüğünde yürüttüğü "eksi 630 kat hazırlığı ve eksi 560 galeri sürme" işinde 7 Ocak'ta meydana gelen olayda 8 madencinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Daha önce hazırlanan bilirkişi ve iş başmüfettişlerinin sunduğu inceleme raporlarına da atıfta bulunan bilirkişi heyeti, iş kazasında rol oynayan en önemli faktörün çalışmalardaki işçi inisiyatifinin gereğinden fazla öne çıkması olduğunu yapılması sırasındaki çalışma tarzı ve kaza öncesi yapılan patlatma işinin, işçi inisiyatifinin çok öne çıkmasına dair en önemli işaretler olduğu belirtilen raporda, şunlar kaydedildi "İşçi inisiyatifinin öne çıkması denetleme ve mühendislik desteğinin yeterince olmadığı anlamına gelmekte olup, bu durum sondajların yapılması, yorumlanması ve buna göre işlerin planlanması gibi anlarda iş güvenliği açısından zafiyet yaratabilmektedir. Nitekim kaza öncesi yapılan patar Yeraltı işletmeciliğinde normal ateşleme ile kazılmamış kısımların kazısını sağlamak için kısa lağım delikleri delinmek suretiyle yapılan ateşleme atımı sonucu gaz püskürmesi ve bu esnada rekubun Dik olarak tavan taban arasında sürülen galeri işçiler tarafından boşaltılmış olmaması ölümlü ve yaralanmalı kazaya neden olmuştur. Püskürme sırasında işçilerin rekup içinde kazaya uğradıkları görülmektedir."Raporda, kazayla ilgili iki ana eksikliğe vurgu yapılarak, "Gaz yeterli şekilde drenaj edilmemiştir. Degajın ani püskürme tavandan geldiği anlaşılmakta ancak sondaj bilgi formlarındaki sondaj yönlerinin her yönü kapsamadığı görülmektedir. Yetersiz drenaja rağmen patlatma yapılmış ve patlatma anında işçilerin rekubu boşaltmaları sağlanmamıştır" ifadesi kullanıldı."Kötü iş yeri alışkanlıkları"Asıl ve alt işverenin etkin denetim konusunda eksiklikleri giderememesinin kötü iş yeri alışkanlıklarının hakim olduğu bir durum ortaya çıkardığı kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi "Kazanın operasyonel alanda olması nedenlerinden dolayı kazada alt işverenin önemli sorumluluğu söz konusudur. Kaza yerinin güvenliğinin ocağın tümünü doğrudan ilgilendirmesi bakımından asıl işverenin denetleme yoluyla buradaki işlerin istenmeyen yönde ilerlemesini engellemesi mümkünken bu hususun yerine getirilmediği de görülmektedir. Bu bakımdan meydana gelen kazada asıl işverenin de kusuru söz konusudur. Ancak operasyonel durumların asıl işverence bir miktar gecikmeli olarak izlenebileceği hususu göz önüne alınacak olunursa, kusurun alt işverene göre daha az olması gerekir."Raporda, bir önceki bilirkişi raporunun aksine "kusur dağılımı bakımından kişiselleştirme yapılması" fikrine katılmadığına yer verilerek, kazanın sorumluluğunun kurumsal boyutta olmak üzere asıl işveren TTK ve alt işveren Star İnşaat ve Ticaret AŞ'ye ait olması gerektiği yönünde görüş işveren yüzde 70, asıl işveren yüzde 30 kusurlu bulunan raporda, "kaçınılmazlık" unsuruna yer verilmesine gerek olmadığı, kazayla ilgili diğer kişilere de kusur verilemeyeceği sonucuna varıldı. İlk rapordaki kusur ve sorumluluklar İlk bilirkişi raporunda, teknik nezaretçi atanmadan çalışmaları sürdürdüğü, yeterli deneyimi olmadığı halde maden mühendisini proje sorumluluğuna atadığı, iş güvenliği uzmanı atamadığı, gerekli risk değerlendirmesini yapmadığı, teknik elemanlarını ve çalışanlarını çalışma ortamındaki riskler ve tehlikeler konusunda bilgilendirmediği gerekçesiyle Star İnşaat ve Ticaret A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdür Yardımcısı asli kusurlu olduğu mühendisi de tecrübesi az olduğu ve degaj konusundaki emareleri değerlendirmede yetersiz kalışından dolayı kusurlu bulan bilirkişi heyeti, sondör ise kusur firmayla sözleşmenin imzalandığı 16 Ocak 2008'deki TTK Yönetim Kurulu Başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin de sorumlulukları bulunduğu görüşünü savunan bilirkişi heyeti, kurumun bazı yöneticilerini de sorumlu tutmuştu. Olay TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında, 7 Ocak'ta özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kodunda ani metan gazı püskürmesi sonucu yaşamını yitiren 5 işçinin cesedine ulaşılmış, göçük altında kalan 3 madenciden 2'sinin cesedi 11 Ocak'ta, diğerininki ise 12 Ocak'ta çıkarılmıştı. Olayın ardından TMMOB Maden Mühendisleri Odasınca, ocakta yeterli degaj sondajının yapılmadığı iddia edilmişti. - Zonguldak Yeşilçam'dan öykünen Ah Nerede dizisi 7. bölümde final yapacak 11 Ağustos 2022 Star Yayın Akışı İşçi servisi ile otomobil kafa kafaya çarpıştı 15 yaralı Kaynak AA Türkiye Taşkömürü Kurumu, Zonguldak, Kozlu, Star, Yerel, Son Dakika Son Dakika › Yerel › Ttk'daki İş Kazasında Yeni Bilirkişi Raporu - Son Dakika Bu haber AA tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. AA tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı AA kurumudur. Son Dakika
İnşaat Şantiyelerine Özgü Bir İş Güvenliği Risk Analizi Yöntemi Dr. G. Emre Gürcanlı Uğur Müngen İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı İşletmesi Anabilim Dalı Tel 0 212 285 36 52 - 0 212 285 37 36 Özet İnşaat sektöründe iş kazalarında her yıl resmi rakamlara göre yaklaşık 500’e yakın işçinin şantiyelerde yaşamını yitirmesi olgusu, konuyu insan hayatı açısından önemli kılmaktadır. Diğer yandan, gerçek rakamların bunun çok ötesinde olduğu değerlendirilmektedir. Proje yönetiminin bir alt başlığı olarak düşünülmesi gereken İş Güvenliği ilkelerinin uygulanması açısından da büyük eksiklikler olduğu açıktır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda tüm dünyada bir standardizasyona gitme gereksinim beraberinde, İş Sağlığı ve Yönetim Sistemleri Şartlarını ve uygulamalarını belirleyen OHSAS 18001 ve 18002 gibi standartları getirmiş, her iki standart da Türk Standartları Enstitüsü tarafından dilimize çevrilmiştir. Bu standartlarda tehlikeli bir olayın meydana gelme olasılığı ile sonuçlarının bileşimi ile tanımlanan risk kavramı ve riskin büyüklüğünü tahmin etmek ve riske tahammül edilip edilemeyeceğine karar vermek için kullanılan prosesin tamamı olarak tanımlanan risk değerlendirmesi konusunda inşaat sektöründe uygulamaya ilişkin kimi sorunlar yaşanmaktadır. Literatürde tanımlanan risk değerlendirme yöntemlerinin kimi eksiklikleri bildiride ele alınmış, inşaat üretiminin yapısına uygun kolay, uygulanabilir, şantiyelerin değişen ve birbirinden farklı yapısına uyum sağlayan, belirsizliklerden kaynaklanan dezavantajları bertaraf eden bir yöntem arayışı tartışılmış ve iki yeni risk analizi yöntemi yazarlarca önerilmiştir. Bu kapsamda Analitik Hiyerarşi Yöntemi kullanılmak suretiyle yeni bir kontrol listesi hazırlanmış, inşaat sektöründe gerçekleşen 10 temel kazanın kaza şiddetleri uzmanlar yardımıyla belirlenmiş ve incelenen şantiyenin iş güvenliği risk puanı bulunmuştur. Önerilen yöntemler bir tünel şantiyesinde uygulanmış, sonuçları karşılaştırılmış ve diğer yöntemlerden farklılıkları ortaya konmuştur. Önerilen yöntemlerin imalat sanayiinden pek çok açıdan ayrılan inşaat sektörünün özgünlüklerini hesaba kattığı ve uygulamacılar açısından kolay anlaşılır ve kullanılabilir olduğu düşünülmektedir. 1. Giriş İş kazaları ve buna bağlı ölüm ve yaralanmalar, yalnızca ülkemizde değil, dünyada da ürkütücü boyutlardadır. Tüm bu koşullarda dünyada değişen koşullarla birlikte, devletin çalışma yaşamındaki denetim fonksiyonunun en aza indirilmesi, değişen iş yasaları ve iş güvenliği mevzuatı var olan kuralsız ortama katkıda bulunmaktadır. İş kazalarının maddi kayıpları ise öyle bir boyuta ulaşmıştır ki, İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre proje bedelinin % kısmı iş kazaları ve meslek hastalıkları kaynaklı ölüm, yaralanma, iş günü kaybı, sigorta ve sağlık masraflarına ayrılmak zorunda kalmaktadır. Bu çalışmayı 15 AB ülkesini kapsayan coğrafyaya yansıttığımızda 902 milyar euro ciroluk bir boyuta ulaşan inşaat sektöründe, 75 milyar euronun iş kazaları ve meslek hastalıkları kaynaklı giderlere harcandığı gerçeği açığa çıkmaktadır HSE, 1997. İnşaat sektöründe giderek daha fazla tanınmaya ve bir gereklilik olarak kendini dayatmaya başlayan iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerin en temel özelliklerinden biri tehlike değerlendirme ve risk analizi başlıklarını işletmelerde zorunlu kılmalarıdır. Yeni yürürlüğe giren iş güvenliği yönetmeliklerinde de risk analizine vurgu yapılmaktadır. Şantiyelerdeki tehlikelerin ve risklerin belirlenmesinden önce tehlike ve risk kavramlarını açmak ve aralarındaki farklardan söz etmek anlamlı olacaktır. Riskler kişisel, çevresel, yapılan işin niteliğinden kaynaklı olabilir kimi zaman iyi kimi zaman ise yetersiz bir şekilde nicelleştirilebilir. Riskin doğası ve kişinin risk üzerindeki denetimi, riskin kavranışını da değiştirecektir. En genel tanımıyla tehlike, zarara veya yaralanmaya doğal olarak neden olma potansiyeli barındıran herhangi bir şey olarak tanımlanırken, risk ise bir tehlikeden kaynaklanacak olan zarar veya yaralanmanın olasılığı olarak tanımlanabilir. Tehlike ve Risk değerlendirme için farklı farklı teknikler bulunmaktadır Dizdar, 2000. Ancak tehlike ve risk değerlendirme yöntemleri incelendiğinde, inşaat sektörüne dair kolay, uygulanabilir, şantiyelerin değişen ve birbirinden farklı yapısına uyum sağlayan, belirsizliklerden kaynaklanan dezavantajları bertaraf eden bir yöntem kendini dayatmaktadır. 2. Yöntem Çalışmada kullanılan iki yöntemi dört ana başlıkta incelemek mümkündür. Bunlar; saha araştırması, saha araştırması ve uzman görüşleri ile girdi parametrelerinin oluşturulması, bulanık kural tabanlı sistemin kurulması, Risk Düzeyi Matrisinin hazırlanması, her iki yöntemin bir inşaat şantiyesinde uygulanması ve iki yöntemin karşılaştırılması. Gerçekleştirilen saha araştırmasında, yaklaşık 35 yıllık kaza istatistiklerinden 4347 kaza dosyası ve ceza-iş mahkemelerine sunulan 892 bilirkişi dosyasından yararlanılmıştır. Bu çalışma sonucunda gerçekleşen iş kazaları ölüm ve yaralanmalar şeklinde iki ana başlıkta incelenmiş, kaza tipleri, şantiye türleri, kazaya uğrayanın ünvanı gibi temel sınıflandırmalar yapılmıştır. Ayrıca ilgili standart ve düzenlemeler ayrıntılı bir şekilde incelenmek suretiyle, risk analizine ilişkin yapılan tanım ve değerlendirmeler ele alınmıştır. Kullanılan birinci yöntemde, bulanık kural tabanlı sistemde kullanılacak parametrelerden Kaza Olabilirliği KO parametresinin bulunması için geçmiş istatistiklerden ve kaza analizlerinden faydalanılmıştır. Burada özellikle olasılık yerine olabilirlik kavramının kullanılmasından söz etmek gerekmektedir. Zira inşaat sektöründe olasılık eldeki istatistiksel veriler halen bir projenin yapımında çalışan bir işçinin kazaya uğrayıp uğramayacağı hakkında yeni bir bilgi verememektedir. Bu nedenle olasılık teorisinin kapsamı içinde olmayan “olabilirlik ölçeği”nin sunduğu bilgi incelenen iş kazalarına yol açan nedenlere dayanarak, ilgilenilen tekil bir proje için iş kazalarının olabilirliğinin araştırılması anlamlı olabilir Karabay, 1997. Tablo 1’de bu konudaki farklı tanımlar ve ölçekler görülmektedir. Tablo 1 Farklı kaynaklarda Kaza Olabilirliği Tanım ve Değerleri Eldeki istatistiksel verilerin yeterli olduğu durumlarda bir yılda gerçekleşen kaza sayısı üzerinden ifade edilebilirken, kaza istatistiklerinin yetersiz, olasılık teorisinin geçersiz olduğu durumlarda, uzmanlar tarafından belirlenecek değer aralıkları olarak da ifade edilebilir. İşyerlerindeki kazaların analizinde kullanılan Tehlike ve Risk analizi yöntemlerinde genellikle sıralama düzeylerine denk gelen sözel ifadeler kullanılmaktadır. Bu ölçeklerden yararlanılarak, Tablo 2’de verilen ölçek aralıkları oluşturulmuştur. Tablo 2 Kaza Olabilirliği Tanımları ve Değer Aralıkları. Bunun oluşturulmasında, Tablo 3’te sunulan, farklı inşaat şantiyelerine göre kaza tiplerinin dağılımından yararlanılmıştır. Burada toplam 5239 olaya ilişkin veriler bu tablodaki dağılımı vermişlerdir. Bu tablolardan, sayısal ifadelerin sözelleştirilmesi ve sonrasında bulanık hale getirilmesinde yararlanılacaktır. Bu şekilde farklı inşaatlarda, farklı iş kazalarının olabilirliği sözel olarak ifade edilebilecektir. Bir başka deyişle, eldeki istatistiksel bilgiler, gündelik konuşma diline çevrilip, şantiyede çalışan uzmanların hizmetine sunulabilecektir. Diğer parametrelerde de istenen zaten bu çevrimin gerçekleşmesidir. Tablo 3 Farklı İnşaat Şantiyelerine göre kaza tiplerinin dağılımı % Her iki yöntemde de kullanılan bir parametre olan kaza şiddetinin bulunmasında ise giriş bölümünde de sözü edilen veri eksikliği kendisini göstermektedir. İncelenen olaylarda kaza tiplerinin ne gibi fiziksel yaralanmalara yol açtığına ilişkin ayrıntılı istatistikler maalesef mevcut değildir. Burada Kaza Şiddeti derken, çevresel veya maddi şiddet tanımlarına girilmemiş, iş güvenliği açısından işçi veya işçilere verdiği yaralanma veya ölüm açısından ele alınmıştır. Bir iş kazasının sonucunda ortaya çıkan zararın sözel ifadelerle tanımlanması ve bir girdi parametresi olarak kullanılabilmesi gerekmektedir. Kaza Şiddeti için literatürde 4 ila 7 arasında değer aralıkları belirtilmekte olup, çalışmada 1 ile 10 arasında değer alan, 5 değer aralığı belirtilmiştir. Bu konuda, çok sayıda iş kazası incelemiş, bilirkişi raporu yazmış ve/veya ilgili devlet kademelerinde bulunmuş beş farklı uzmandan Tablo 4’te verilen ölçeğe uygun şekilde 1-100 arasında puan vermeleri istenmiştir. Tablo 4 Kaza Şiddeti için sıralama, buna karşılık gelen sözel ifadeler ve tanımlar İngiltere İş Güvenliği ve Sağlığı Teşkilatı, sözleşmelerle belirlenen çalışma koşulları için eser akdi veya iş akdi hazırladığı rehberde, riskin sonucunun ve şiddetinin tanımını yapmış ve insanlara dönük riskler, parasal riskler, çevre riskleri ve şirketin saygınlığına dönük riskler olmak üzere dört temel başlıkta incelemiştir. En düşüğü 0 ve en yükseği 5 olacak şekilde bir sıralama yapılmış ve her sıralama için tanımlar verilmiştir HSE, 1999. ABD Enerji Bakanlığı için hazırlanan bir raporda DOE, 1993, Bakanlığın talimatı kullanılmış, riskler için 1-4 arasında önem sırası belirlemişler ve buna karşılık gelen kaza olasılıklarını da belirtmişlerdir. Hazırladıkları ölçek, risklerin insan sağlığına, çevreye ve programa projeye etkilerine göre bir şiddet skalasında sunulmaktadır. Avustralya ve Yeni Zelanda Risk Yönetimi Standardında kazalar sonucu 1 ile 5 arasındaki bir skalada verilmekte olup, bunlar için sözel ifadeler ve tanımlar yapılmıştır AS/NZS 4360, 1999. Tweeddale 1997 yine 1-5 arası bir ölçek kullanmak suretiyle, nicel ölçek olarak insana dönük etkileri incelemiştir. Sii ve diğerlerinin 2001 diğer parametrelerinde kullandıkları gibi, 1 ile 10 arasında bir sıralama belirlemişler, bu sıralamayı beşli bir skalada, sözel ifadelerle açıklamışlardır. Örneğin bir kazanın sonuç şiddeti 4, 5, 6 değerlerindeyse ortalama denmiş, diğer değerler için de sözel ifadeler kullanılarak, bulanık kümeler yardımıyla güvenlik analizi gerçekleştirilmiştir. Wang 1997 ise yaptığı güvenlik analizi çalışmasında, sisteme dönük tehlikelerin vereceği zararın şiddetini 1 ile 4 arasında bir skalada açıklamış ve tanımlarını yapmıştır. Anılan çalışmalardan faydalanarak, inşaat şantiyelerinde gerçekleşen kazaların Kaza Şiddeti’nin belirlenmesi ve üçüncü girdi parametresinin oluşturulması için en uygun tanımlamanın 1 ile 10 arasında yapılacak bir sıralama ve bunlara karşılık gelen beş farklı sözel ifade olacağına karar verilmiştir. Uzmanlar tarafından her kaza tipi için verilen Kaza Şiddeti değerlerinin ortalaması alınarak, bulanık kural tabanlı sistemin girdi parametreleri olarak ilerleyen bölümlerde kullanılacaktır. Yine her iki yöntemde kullanılan üçüncü parametre olan Güvenlik Düzeyi’nin bulunmasında ise, incelenen şantiye için bir kontrol listesinden yararlanılmaktadır. Şantiyelerde kullanılan kontrol listeleri genel olarak önlemlerin alınıp alınmadığını denetlemekte, önlemlerin ne derecede alındığına dair herhangi bir yoruma olanak sağlamamaktadır. Tablo 5’te örnek olarak verilen iş güvenliği kontrol listesinin hazırlanmasındaki temel unsur inşaat sektöründe en sık görülen kaza tiplerine göre hazırlanması olmuştur. Tablo 5 Kazı Kenarı Çökmeleri için Kontrol Listesi, Ağırlık ve Puanlama Bir şantiyede alınması gereken önlemleri çeşitli iş kalemlerine göre ayırmak mümkün olabilir. Herhangi riskli bir iş başlamadan önce, örneğin beton dökümü, derin kazı gibi işlerde gerek insan düşmesi, gerek malzeme düşmesi, gerekse de çökme veya göçme gibi riskler bulunmaktadır. Ancak bir şantiyenin iş güvenliği önlemleri açısından periyodik olarak kontrolü için hazırlanacak listelerin iş kalemleri yerine, kaza tiplerine göre gruplandırılması bazı avantajlar sağlamaktadır. Bunlardan en önemlisi doğrudan olası kazaya odaklanması, olası kazanın ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri barındırmasıdır. Kazaya odaklı sistem, şantiyeyi inşaat sektöründe en sık görülen kaza tiplerine göre değerlendirmekte, riskli görülen alanlara ise özel olarak eğilmekte ve bu alanlarda da benzer yöntemle özelleşmiş bir risk analizi yapmaktadır. Hazırlanan kontrol listesinin kaza tiplerine göre hazırlanmasının bir başka avantajı ise, inşaat sektöründe otuz yılı aşkın bir süreyi kapsayan kaza dosyalarından yola çıkarak, farklı şantiye türlerinde ortaya çıkması muhtemel kaza tiplerini de değerlendirme kapsamına almasıdır. Kontrol listesinin hazırlanmasında, eski Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nden, ABD İnşaat Sektörü için İş Güvenliği ve Sağlığı Standardı’ndan OSHA, 1926 ve gerek inşaat sektöründeki deneyimleri, gerekse de iş kazalarına ilişkin hazırladıkları sayısız bilirkişi raporu ile deneyimlerini aktaran beş uzmanın katkılarıyla hazırlanmıştır. Bu kontrol listesinde, alınması gereken önlemler, şantiyede denetim yapan uzmanlar tarafından tek tek 1 ila 10 arasında puanlanmaktadır. Hazırlanan kontrol listesinin bir farklılığı da alınması gereken önlemlerin ağırlığının eşit olmamasıdır. Her kaza tipi için alınması gereken önlemlerin ağırlıkları toplamı 1 olup, ağırlıkların bulunması ikili karşılaştırmalar ve Analitik Hiyerarşi Yöntemi yardımıyla bulunmuştur Saaty ve Vargas, 1980. Uzmanların deneyimlerinden yola çıkarak, hangi kaza tipi için, hangi önlemin özellikle alınması gerektiği, bazı önlemlerin görece olarak daha önemli, bazılarının ise görece olarak daha az önemli olduğu saptanmıştır. Bu saptamanın yapılması, herhangi bir kaza türünün şantiyedeki potansiyel riskinin azaltılmasında, hangi önlemlerin ağırlığının daha fazla olduğunun belirlenmesine yaramaktadır. 3. Birinci Yöntem Bulanık kural tabanlı sistemin kurulması Bulanık mantık, geleneksel olasılık teorisi ile karıştırılabilir, ancak ilki bir kümedeki üyelik derecesini ölçerken, ikincisi yalnızca o kümedeki olayın olabilirliğini ölçmektedir. Klasik bir kümede herhangi bir eleman ya kümenin içinde ya da dışındadır. Ancak bulanık bir kümede herhangi bir eleman tamamen veya kısmen içinde veya dışında olabilir. Küme elemanının pozisyonu üyelik fonksiyonu μ ile tanımlanabilir. Eğer küme elemanı tamamen içinde ise üyelik fonksiyonu 1 değerini μ=1 alacak, eğer tamamen dışındaysa bu kez 0 değerini μ=0 alacaktır. 0 ile 1 arasındaki değerler 0<μ<1 ise ilgili elemanın kısmen kümeye ait olduğunu gösterecektir. Bir başka ifadeyle bir elemanın üyelik değeri klasik kümede {0,1} gibi iki sayı ile sınırlı iken, bu değer bulanık küme kuramı çerçevesinde [0,1] aralığında herhangi bir reel sayıyı alabilmektedir. Bulanık küme teorisi, klasik küme teorisinin daha genelleştirilmiş biçimidir ve klasik küme işlemlerini de kullanmaktadır Zadeh, 1965. Klasik kümelerde bir öğenin kümeye ait olması için üyelik derecesinin mutlaka 1’e eşit olması gerekirken, bulanık kümede bütün öğeler değişik derecelerle kümeye ait olabilir. Keza, bir bulanık küme öğesi aynı değişken özelliğine sahip olmak üzere başka bir kümenin de öğesi olabilir. Örneğin insan düşmesi kazaları hem çok şiddetli, hem de çok çok şiddetli kümelerine değişik üyelik dereceleriyle üye olabilir. Öğe değerleri ile üyelik değerleri arasında birebir bir karşılık ilişkisi vardır. Öte yandan, U evrensel kümesinin elemanı olan bir objenin x, U kümesinin herhangi bir alt kümesine A üyeliği, μAx üyelik fonksiyonu ile aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır. Zadeh 1965 ve Ross 1998 tarafından da kullanılan notasyon uyarınca, bir bulanık kümenin gösteriminde aşağıdaki notasyonlar kullanılacaktır Makinalar tarafından bilgi işlemlerinin algılanma yolu olan yapay zeka alanında, bilgi işlemi için değişik yollardan bir tanesi de, bilgiyi insan diline benzer bir ifade ile temsil etmektir. Bu en yaygın olarak kullanılan insan bilgisini işleme yoludur. Böyle bir ifadede EĞER-İSE IF-THEN sözcükleri ile ayrılmış olan iki kısım bulunur. Bunlarden EĞER ile İSE sözcükleri arasında bulunan bölüme öncül ön şart, İSE sözcüğünden sonra gelen kısma ise sonul veya çıkarım adı verilir. Şen, 2001 Genel olarak ifade edilirse EĞER öncül İSE çıkarım şeklinde göstermek mümkündür. Bulanık mantık sistemlerinin özünde, bu kuralların makul ve etkin bir tarzda uygulanması bulunmaktadır. Yukarıda genel olarak ifade edilen EĞER-İSE kuralını biraz daha ayrıntılı bir şekilde ifade etmek gerekirse bir bulanık mantık bilgi/kural tabanlı sistem aşağıdaki gibi EĞER-İSE kurallarından oluşur. Buna göre aşağıdaki ifade yazılabilir Birinci Yöntemin Çıktısı Risk Düzeyi Parametresi İş Güvenliği değerlendirmesinde kullanılan risk veya tehlike düzeyini belirlemek için genel olarak dört veya beş farklı sözel ifade kullanılmaktadır. Bunlar çok yüksek risk çok kötü derecede iş güvenliği, yüksek risk yetersiz iş güvenliği, olası risk ortalama iş güvenliği düzeyi ve düşük risk iyi iş güvenliği düzeyi şeklinde tanımlanabilmektedir Sii 2001, Wang 1997. Bazı kaynaklarda ise, güvenlik düzeyi için beş farklı sözel ifadeler görülmektedir. Burada da çok güvenliden çok güvensize kadar tanımlanan çoğu kez yamuk şeklinde, bazen de sinus grafiği şeklinde tanımlanan bulanık küme tanımlarına rastlanmaktadır Gentile, 2003; Bell ve Badiru, 1996. Şantiyelerde iş güvenliği veya risk düzeyini belirlerken, RD parametresi tek çıktı parametresi olup kimi zaman riskin düzeyi, kimi zaman da iş güvenliği önlemlerinin düzeyi şeklinde ifade edilebilmektedir. Sözel ifadeler ve tanım aralıkları iyi bir şekilde tanımlandığında, şantiyelerde her iki şekildeki ifade de son derece anlaşılır olacaktır. Bulanık kural tabanlı sistemin kurulması için 150 EĞER-İSE kuralından oluşan bir kurallar kütüphanesi oluşturulmuştur. Önceki sayfalarda anılan parametrelerin sayısal değerlerinin ise bulanık ifadelere çevrilmesinde yamuk şeklindeki kümelerden faydalanılmıştır. Şekil 1’de yüksekten düşme tipindeki kazalar için Kaza Olabilirliğinin nasıl bulunduğu örnek olarak gösterilmektedir. Aynı şekilde Kaza Şiddeti, Güvenlik Düzeyi ve Çıktı Parametresi olan Risk Düzeyi için de bulanık üyelik dereceleri benzer şekilde bulunmakta, sonrasında bulanık kural tabanlı sistemde kullanılmaktadır. Şekilden de görüleceği üzere sayısal değerine karşılık gelen üyelik fonksiyonlarının değerleri ve olarak bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle değeri tek bir kümeye değil, iki kümeye birden, farklı üyelik dereceleriyle üye olmaktadır ve hem görece düşük hem de ortalama olarak değerlendirilebilir. Şekil 1 Yüksekten düşmeler için KO üyelik derecelerinin bulunması Birinci Yöntemin uygulaması ve sonuçlar Yöntemin nasıl uygulandığı aşağıda maddeler halinde sunulmaktadır. İncelenen şantiye türünde, her kaza için Kaza Olabilirliği KO değerleri alınır. Her kaza tipi için Kaza Şiddeti KŞ değerleri alınır Hazırlanan kontrol listesi yardımıyla her kaza tipi için İş Güvenliği Düzeyi GD değerleri kontrol listesiyle belirlenir Her kaza tipi için girdi parametreleri KO, KŞ ve GD için üyelik dereceleri Şekil 1’de örnek olarak verilen üyelik fonksiyonları ile belirlenir. Bu üyelik derecelerine karşılık gelen kurallar, 150 kuraldan oluşan kural tabanlı sistem kütüphanesinden seçilir. VE operatörüne karşılık gelen MIN bulanık çıkarım yöntemiyle tek tek kurallar değerlendirilir. Her kaza tipi için kullanılan kurallar karşılaştırılarak, çıktı parametresi aynı üyelik fonksiyon olanlar arasından MAKS çıkarım yöntemiyle en büyük üyelik dereceli olan seçilir. En düşük değerlerin en büyüğü Farklı çıktı parametresi üyelik fonksiyonları harmanlama yöntemiyle toplanır. Bir başka ifadeyle grafiksel olarak üyelik fonksiyonlarının birleşimi alınır. Birleşimi alınan şekillerin X ekseni üzerindeki ağırlık merkezleri bulunarak, z* değerine ulaşılır, bir başka ifadeyle durulaştırma işlemi yapılır. Bulunan bu z* değerinin RD üyelik derecesi bulunur. Aşağıda örnek olarak incelenen tünel şantiyesinde yüksekten düşmeler için Risk Düzeyinin bulunması anlatılmaktadır. Diğer kaza türlerine ilişkin değerlendirmelere yer verilmeyecektir Şekil 1’de yüksekten düşmeler için Kaza Olabilirliğinin tünel şantiyeleri için bulanık üyelik fonksiyonları bulunmaktadır. Buna göre yüksekten düşmelerin Kaza Olabilirliği %92 üyelik derecesiyle orta, %8 üyelik derecesiyle görece düşüktür. Aynı yöntemle uzmanların verdiği değerlerden Kaza Şiddeti için elde edilen değerin olduğu, %40 üyelik derecesiyle çok şiddetli, %60 üyelik derecesiyle şiddetli olduğu söylenebilir İncelenen şantiyede yüksekten düşmeler için yapılan kontrollerden çıkan sonuçlara göre güvenlik puanı çıkmıştır. Bunun sözel olarak ifade edilmesi veya bulanıklaştırılması sonucu elde edilen sonuç %100 üyelik derecesiyle orta düzeyde güvenlik olmaktadır. Dikkat edilirse sayısal ifadeler, bulanıklaştırılmış ve sözel olarak ifade edilmiştir. Şekil 2 ve 3’te üyelik derecelerinin nasıl bulunduğu gösterilmektedir. Bu üyelik derecelerini kural tabanlı sistemden seçeceğimiz uygun kurallarla bir araya getirmek ve çıktı parametresi olan Risk Düzeyine ulaşabilmek için bulanık çıkarım ve harmanlama yöntemi kullanılacaktır. Şekil 2 Yüksekten düşmeler için KŞ üyelik derecelerinin bulunması Şekil 3 Yüksekten düşmeler için GD üyelik derecelerinin bulunması Bu aşamada yapılması gereken, MIN işlemi yaparak, tek tek her kuralda VE ifadesiyle birbirine bağlanan girdi parametrelerinin minimum değerlerini bulmaktır. Sonraki aşamada ise, aynı çıktı parametresi değerlerinin en büyük değeri MAKS işlemi yapılarak bulunacaktır. Burada yapılan işlem Denklem 6 ile ifade edilebilir. Tünel şantiyelerinde, yüksekten düşme tipindeki kazaların Risk Düzeyi’ni belirlemek için ise dört farklı kural gerekmektedir. Bu kurallar Tablo 6’da sunulmaktadır. Bu kurallarla denklem 6 kullanılarak bulanık çıkarım yönteminin uygulanması ise basit olarak Şekil 4’te gösterilmektedir. Şekil 4 incelendiğinde, yatayda yol alırken en küçüğün seçildiği görülecektir. Örneğin, Kural 68 için girdi parametreleri ve 1 değerini almışlardır. Bunlar arasından en küçük değer olan seçilecektir. Öte yandan çıktı parametresi olan Risk Düzeyi için iki farklı sözel ifadenin bulunduğu görülecektir. MAKS işlemi yapılırken, her sözel ifade kendi içinde işleme tabi tutulacaktır, buna göre Orta Derecede Riskli için tek bir üyelik derecesi olduğu için alınacak, ancak Riskli üyelik fonksiyonu için iki farklı üyelik derecesinden büyük olanı, alınacaktır. Tablo 6 Yüksekten düşme Risk Düzeyi için kullanılan kurallar Şekil 4 Bulanık MIN ve MAKS operatörleri ile çıkarım yöntemi Bundan sonraki aşamada ise Orta Düzeyde Riskli üyelik fonksiyonunu, üyelik derecesindeki λ kesimi ile, Riskli üyelik fonksiyonunun üyelik derecesindeki λ kesiminin bileşkesi alınacak, bir başka ifadeyle grafiksel olarak Şekil 5’teki gibi bu iki küme üst üste bindirilecektir. İki küme üst üste bindirilerek bileşkesi alınmış, bir başka ifadeyle bulanık harmanlama yöntemi ile yeni bir küme elde edilmiştir. Sonraki aşamada ise durulaştırma işlemi yapmak gerekmektedir. Harmanlama ve durulaştırma işlemleri MATLAB programı kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmiş ve z* değeri elde edilmiştir. Durulaştırma işlemi yapılırken bileşke alanın ağırlık merkezi denklem 7 ile hesaplanacaktır Durulaştırma sonucunda bu sayısal değerin de, sözel ifadelere tercüme edilmesi gerekmektedir. Bunun için de, girdi parametrelerinde izlenen yol izlenecek ve üyelik dereceleri bulunacaktır. sayısal ifadesi %100 üyelik derecesi ile Riskli kümesine aittir, incelenen şantiye yüksekten düşmeler bakımından %100 risklidir. Şekil 5 Bulanık harmanlama Aggregation ve durulaştırma işlemleri 4. İkinci Yöntem ve Uygulaması İkinci yöntemin uygulanmasında esas olarak Tablo 7’de gösterilen Risk Düzeyi Matrisi temel alınmıştır. Burada geçmiş kazalara ilişkin istatistikler kullanılmamış, Kaza Olabilirliği, inşaat şantiyelerinde bilinen yöntemlerle herhangi bir durum veya iş kazasının verili koşullar altında olabilirliği üzerinden tasarlanmıştır. Tablo 7 Risk Düzeyi Matrisi Bu yapılırken önceki bölümlerde anlatılan kontrol listeleri aynen kullanılmış, her kaza tipi için bulunan Güvenlik Düzeyi sayısal değeri onlu ölçekte risk matrisinde kullanılmıştır. Ancak Güvenlik Düzeyi değeri 10’dan çıkarılmak suretiyle, kazanın olabilirliği bulunmaktadır, zira güvenlik düzeyi yükseldikçe kazanın olabilirliği artmaktadır. Tüm Kaza Şiddeti değerleri de aynen sayısal olarak alınmakta, sözel ifadelere çevrilmemekte, bulanık kümeler kullanılmamaktadır. Bu yöntem şantiyelerde sıkça kullanılan 3x3 veya 5x5 risk matrisi yönteminden farklı olup, 10x10’luk bir matristir. Bu matris ara noktaları da işin içine katmakta, daha duyarlı bir analize olanak tanımaktadır. Tabii ki, KO ve KŞ değerleri doğrudan, şantiyedeki uzmanların görüşleriyle değil, önceki bölümlerde anlatıldığı gibi hesaplanmıştır. Türkiye inşaat sektöründe kullanılan risk matrisinden gerek duyarlılık gerekse de parametrelerin hesaplanmasındaki ayrıntı açısından farklılıklar göstermektedir. Bu yöntem de aynı şantiyede, diğer yönteme paralel şekilde uygulanmıştır 5. İki Yöntemin Karşılaştırılması Her iki yöntem de, bir tünel şantiyesinde uygulanmış olup, sonuçlar Tablo 8’de gösterilmektedir. Tablodan da görüleceği gibi, Yöntem 1’deki sonuçlar Risk Düzeyi’ni Yöntem 2’ye oranla daha yüksek göstermektedir. Bunda Yöntem 1’in duyarlılık düzeyinin çok daha yüksek olması önemli rol oynamıştır. Ayrıca, Yöntem 1, tek bir Risk Düzeyi ifadesi değil, bulanık mantık yardımıyla farklı üyelik dereceleriyle iki farklı Risk Düzeyi verebilmektedir. Örneğin, şantiye içi trafik kazaları %89 oranında orta, %11 oranında riskli iken, Yöntem 2’de sonuç yalnızca az riskli çıkmıştır. Şantiyelerin puanlanması için iş güvenliği uzmanları ve müfettişlerine bir araç olarak düşünülen her iki yöntemden ilkinin çok daha güvenli tarafta olduğu söylenebilir. Öte yandan, Yöntem 2, Türkiye’de inşaat şantiyelerinde kullanılan diğer risk analizi yöntemlerine göre çok daha duyarlı olsa da, yine de Yöntem 1 ile kıyaslandığında yetersiz kalabilmektedir. Yöntem 2’yi biraz daha verimli hale getirmek için, yalnızca sonuç değerlerine bakmamak, ayrıca risk matrisi üzerinden sınır değerlere yakın olup olmadığını da değerlendirmek anlamlı olacaktır. Tablo 8 Beş Haftalık Ortalama Risk Düzeyi Sonuçlarının Karşılaştırılması 6. Sonuç ve değerlendirmeler Risk analizinde birinci yöntemin önemli avantajlarından biri risk düzeyini sayısal olarak vermekten ziyade, sözel ve anlamlı sözcüklerle ifade etmesidir. Şantiyelerin iş güvenliği açısından puanlamaları veya derecelendirmeleri yapılırken bu yöntemin kullanılması halinde farklı kaza tipleri için ve toplamda riskli olan şantiyeler saptanabilecektir. Analizin bir diğer çok önemli avantajı ise risk düzeyini düşüren faktörlerin, kontrol listesi üzerinden kolaylıkla saptanabilmesidir. Alınacak önlemlerin tek tek yer aldığı kontrol listesindeki, iş güvenliği önlemleri ağırlıklandırıldığından dolayı bu ağırlıklandırmayı teftişi yapan kişi veya şantiye iş güvenliği uzmanı da yapabilir, risk düzeyini artıran sayısal olarak ifade edildiğinde düşük puan alınmasına neden olan iş güvenliği önlemleri kolaylıkla bulunabilecektir. Zira incelenen Kaza Olabilirliği ve Kaza Şiddeti parametrelerini düzeltme/değiştirme olanağı bulunmadığından dolayı, RD parametresine etki eden ve iş güvenliği kontrol ve denetimleri ile düzeltilebilecek, puanı yukarıya çekilebilecek parametre olarak GD kalmaktadır. Bu söylenenlerin bir kısmı Yöntem 3 için de geçerlidir. Her iki yöntemin de inşaat şantiyelerinde uygulanabilirliği test edilmiş olup, özellikle şantiyelerin inşaat iş kazaları risklerine göre puanlandırılması açısından yeni bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir. Kaynaklar AS/NZS 4360, 1999. Australian and New Zealand Standard on Risk Management, Melbourne. Bell, ve Badiru, 1996 Fuzzy modelling and analytic hierarchy processing to quantify risk levels associated with occupational injuries Part I. IEEE Transactions on Fuzzy Systems, 4, 2, 124-131. Dizdar, 2000 İş Güvenliği, Alver Yayın., Ekim Ankara. Gentile M., Rogers, ve Mannan, MS. 2003 Development of an inherent safety index based on fuzzy logic. American Industrial Chemical Engineering Journal, 49, 4, 959-968. Goetsch, D. L. 1993 Occupational safety and health 2nd ed., Englewood Cliffs, NJ, Prentice Hall. HSE. 1997 The costs of accidents at work, HSG96, Great Britain. HSE. 1999 Management guidelines for working together in a contract environment, Report No Great Britain. Karabay, M. 1997 Uluslararası İnşaat Sektöründe Politik Risk ve Fuzzy Analiz Yöntemi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü. Kirwan, B. 1992 Human error identification in human reliability assessment. Part 1 Overview of approaches, Applied Ergonomics, 23, 5, 299-318. Occupational Safety and Health Administration OSHA, 1926. 29 CFR Part 1926, Construction Standards, Washington Özkılıç, Ö. 2005 İş Sağlığı ve Güvenliği, Yönetim Sistemleri ve Risk Değerlendirme Metodolojileri, TİSK Yayınları, İstanbul. Ross, 1998 Fuzzy Logic with Engineering Applications, McGraw-Hill, New York. Saaty ve Vargas 1980 The analytic hierachy process, McGraw-Hill, New York. Sii, and Wang, J. 2002 Safety assessment of FPSO’s- The process of modellling system safety and case studies, Report of the Project-“The Application of Approximate Reasoning Methodologies to Offshore Engineering Design, LJM University, Sii, HS., Ruxton T. ve Wang J. 2001 A fuzzy-logic-based approach to qualitative safety modelling for marine systems. Reliability Engineering and System Safety, 73, 19-34. Şen, Z. 2001 Bulanık Mantık ve Modelleme İlkeleri, Bilge Kültür Sanat, İstanbul. Tweeddale, M. 1997 Risk Management Handbook for the Mining Industry, New South Wales Department of Mineral Resources, Sydney. Department of Energy 1993 Construction Project Safety and Health Management, Report No DOE 2-8-93, Washington Wang J. 1997 A subjective methodology for safety analysis of safety requirements specifications, IEEE Transactions on Fuzzy Systems, 5, 3, 418-430. Zadeh 1965 Fuzzy sets, Information Control, 8, 338-353.
FERDİ AKILLI- ERDİNÇ AKSOY - Türkiye Taşkömürü Kurumu TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı ocakta metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğü kazayla ilgili hazırlanan yeni bilirkişi raporunda, alt işveren yüzde 70, asıl işveren TTK yüzde 30 kusurlu bulundu. Bülent Ecevit Üniversitesi BEÜ Maden Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nuri Ali Akçin, Elektrik ve Elektronik Bölümü'nden Araştırma Görevlisi Rukiye Uzun ile 3 maden mühendisinin yer aldığı ilk bilirkişi heyetinin bir süre önce Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına 50 sayfalık rapor teslim ettiği iş kazasıyla ilgili tazminat davasının görüldüğü Zonguldak 3. İş Mahkemesi, yeni bilirkişi raporu talep etti. Yüksek maden mühendisleri Prof. Dr. Cengiz Kuzu, Doç. Dr. Türker Hüdaverdi ve Yrd. Doç. Dr. Abdullah Fişne'nin hazırladığı yeni raporda, Star İnşaat ve Ticaret AŞ'nin TTK Kozlu Müessese Müdürlüğünde yürüttüğü "eksi 630 kat hazırlığı ve eksi 560 galeri sürme" işinde 7 Ocak'ta meydana gelen olayda 8 madencinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Daha önce hazırlanan bilirkişi ve iş başmüfettişlerinin sunduğu inceleme raporlarına da atıfta bulunan bilirkişi heyeti, iş kazasında rol oynayan en önemli faktörün çalışmalardaki işçi inisiyatifinin gereğinden fazla öne çıkması olduğunu savundu. Sondajların yapılması sırasındaki çalışma tarzı ve kaza öncesi yapılan patlatma işinin, işçi inisiyatifinin çok öne çıkmasına dair en önemli işaretler olduğu belirtilen raporda, şunlar kaydedildi "İşçi inisiyatifinin öne çıkması denetleme ve mühendislik desteğinin yeterince olmadığı anlamına gelmekte olup, bu durum sondajların yapılması, yorumlanması ve buna göre işlerin planlanması gibi anlarda iş güvenliği açısından zafiyet yaratabilmektedir. Nitekim kaza öncesi yapılan patar Yeraltı işletmeciliğinde normal ateşleme ile kazılmamış kısımların kazısını sağlamak için kısa lağım delikleri delinmek suretiyle yapılan ateşleme atımı sonucu gaz püskürmesi ve bu esnada rekubun Dik olarak tavan taban arasında sürülen galeri işçiler tarafından boşaltılmış olmaması ölümlü ve yaralanmalı kazaya neden olmuştur. Püskürme sırasında işçilerin rekup içinde kazaya uğradıkları görülmektedir." Raporda, kazayla ilgili iki ana eksikliğe vurgu yapılarak, "Gaz yeterli şekilde drenaj edilmemiştir. Degajın ani püskürme tavandan geldiği anlaşılmakta ancak sondaj bilgi formlarındaki sondaj yönlerinin her yönü kapsamadığı görülmektedir. Yetersiz drenaja rağmen patlatma yapılmış ve patlatma anında işçilerin rekubu boşaltmaları sağlanmamıştır" ifadesi kullanıldı. "Kötü iş yeri alışkanlıkları" Asıl ve alt işverenin etkin denetim konusunda eksiklikleri giderememesinin kötü iş yeri alışkanlıklarının hakim olduğu bir durum ortaya çıkardığı kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi "Kazanın operasyonel alanda olması nedenlerinden dolayı kazada alt işverenin önemli sorumluluğu söz konusudur. Kaza yerinin güvenliğinin ocağın tümünü doğrudan ilgilendirmesi bakımından asıl işverenin denetleme yoluyla buradaki işlerin istenmeyen yönde ilerlemesini engellemesi mümkünken bu hususun yerine getirilmediği de görülmektedir. Bu bakımdan meydana gelen kazada asıl işverenin de kusuru söz konusudur. Ancak operasyonel durumların asıl işverence bir miktar gecikmeli olarak izlenebileceği hususu göz önüne alınacak olunursa, kusurun alt işverene göre daha az olması gerekir." Raporda, bir önceki bilirkişi raporunun aksine "kusur dağılımı bakımından kişiselleştirme yapılması" fikrine katılmadığına yer verilerek, kazanın sorumluluğunun kurumsal boyutta olmak üzere asıl işveren TTK ve alt işveren Star İnşaat ve Ticaret AŞ'ye ait olması gerektiği yönünde görüş aktarıldı. Alt işveren yüzde 70, asıl işveren yüzde 30 kusurlu bulunan raporda, "kaçınılmazlık" unsuruna yer verilmesine gerek olmadığı, kazayla ilgili diğer kişilere de kusur verilemeyeceği sonucuna varıldı. İlk rapordaki kusur ve sorumluluklar İlk bilirkişi raporunda, teknik nezaretçi atanmadan çalışmaları sürdürdüğü, yeterli deneyimi olmadığı halde maden mühendisini proje sorumluluğuna atadığı, iş güvenliği uzmanı atamadığı, gerekli risk değerlendirmesini yapmadığı, teknik elemanlarını ve çalışanlarını çalışma ortamındaki riskler ve tehlikeler konusunda bilgilendirmediği gerekçesiyle Star İnşaat ve Ticaret A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdür Yardımcısı asli kusurlu olduğu belirtilmişti. Maden mühendisi de tecrübesi az olduğu ve degaj konusundaki emareleri değerlendirmede yetersiz kalışından dolayı kusurlu bulan bilirkişi heyeti, sondör ise kusur yüklememişti. Yüklenici firmayla sözleşmenin imzalandığı 16 Ocak 2008'deki TTK Yönetim Kurulu Başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin de sorumlulukları bulunduğu görüşünü savunan bilirkişi heyeti, kurumun bazı yöneticilerini de sorumlu tutmuştu. Olay TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında, 7 Ocak'ta özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kodunda ani metan gazı püskürmesi sonucu yaşamını yitiren 5 işçinin cesedine ulaşılmış, göçük altında kalan 3 madenciden 2'sinin cesedi 11 Ocak'ta, diğerininki ise 12 Ocak'ta çıkarılmıştı. Olayın ardından TMMOB Maden Mühendisleri Odasınca, ocakta yeterli degaj sondajının yapılmadığı iddia edilmişti. - Zonguldak Türkiye Taşkömürü Kurumu Zonguldak Kozlu Star Yerel Haberler
inşaat iş kazası bilirkişi raporu