KWrII. Surelerin ve Ayetlerin Faziletleri, Sırları​Bir sure ve ayet okunduğu zaman okuyan veya dinleyen kişiye bazı manevi armağanlar verilir. Bunlara surelerin ve ayetlerin faziletleri denir. Surelerin ve ayetlerin çeşitli faziletleri pek çok hadis-i şerifte ifade edilmişlerdir. Surelerin ve ayetlerin faziletlerini konu alan hadis-i şerifleri inceleyince genellikle bunlarla, ilgili surede ve ayette işlenen tema veya konular arasında yakın bir ilginin bulunduğunu görürüz. Örneğin peygamberimiz bir hadiste Yasin suresini her gün okumaya devam edene şehitliğin nasip olacağını ifade eder. Gerçekten surede şehit edilen bir mümin konu olarak işlenir. Vakıa suresini daima okuyanlara dünya zenginliğinin ihsan edileceği hadis-i şerifte müjdelenir. İlgili surede cennet tasviri ve nimetleri bu dünyadaki zenginliğe işaret eder. Kehf suresi ile ilgili hadis-i şerifler daha ziyade Deccaldan, zalim hükümdarlardan, bela ve musibetlerden korunmaları içerir. Gerçekten de ilgili surede mağaraya sığınan gençler böyle zalim bir hükümdarın şerrinden kaçarlar. Hz. Zülkarneyn de Yecüc Mecüc kavminin şerrinden halkları korumak için bir set inşa ettirir. Hz. Hızır ise ileride bazı kimselere gelecek bela ve musibetlerin daha önceden önünü almak için akıl almaz ve şeriat dışı bazı icraatlarda bulunur. Bunlarla Kehf suresi adeta okuyana ve dinleyene bir zırh gibi işlev görür. Her türlü bela ve musibetten onları korur. Örnekleri çoğaltabiliriz. Ama ne kadar çoğaltsak da genellikle şunu görürüz Peygamberimiz hangi surenin veya ayetin faziletinden bahsetmişse genellikle ilgili fazilet ile surenin, ayetin teması veya konuları arasında bir ilgi ve ilişki vardır. Sure ve ayet faziletini bildiren hadis-i şerif genellikle adeta surenin ve ayetin içeriğinde bir konuya işaret etmekte, o konunun ilahi bir yasaya dayandığını bildirmektedir. Tabii sure ve ayet faziletinden bahseden bütün hadisi-i şerifleri bu kategoriye sokamayız. Hadis-i şeriflerin bir kısmında sure ve ayet içeriği arasında bir ilgi ve bağlantı yoktur. Bunlar, Hz. Peygamberin nübüvvet nuru ile değerlendirdiği sure ve ayetlerdir. İşte bu ilgilerden dolayı bazı arifler, surelerin ve ayetlerin hadis-i şeriflerce işaret edilmemiş faziletlerinden bahsetmişlerdir. Bu konularda çeşitli hükümlerde bulunmuşlardır. Çünkü onlar bir kısım surelerin ve ayetlerin faziletleri ile ilgili formülü bulmuşlar; yani surelerin, ayetlerin faziletleri ile tema ve konuları arasındaki bağlantıyı, ilgiliyi anlamışlardır. Yüce Allah her şeyi ilahi yasalarla yaratmaktadır. İlahi yasalara sünnetullah da denir. Dünyanın hareketleri, mevsimler, gece gündüz, yağmurun ve karın yağması da ilahi birer yasadır. Bunlar da yüce Allahın sünnetullahlarıdır. İsterse yüce Allah bunları bir sözle değiştirebilir. Allahın sözü olan Kuran-ı Kerim baştan sona değin yaratıcı sözlerle doludur. Yani Kuran-ı Kerimdeki her kelime sihirlidir. Bu sihir, helaldir. Yani surelerin ve ayetlerin faziletleri kısaca helal sihirlerden oluşur. Aslında buna sihir kelimesi pek yakışık almadı, doğrudan doğruya mucize demek daha doğru görünmektedir. Kişi bir sure veya ayet okur, yüce Allah o okunan surenin veya ayetin faziletini okuyan veya dinleyen kişilerin üzerine yağdırır. Sünnetullahları yaratan yüce Allah isterse Kuran-ı Kerimin mucizesini o kişiye gösterebilir. Zikir olan kelimeler gücünü Kuran-ı Kerimde geçtikleri oranda alırlar. Onun için en büyük zikir Allah kelimesi ile yapılır. Çünkü bu kelime hem Allahın zatına işaret eder hem de Kuran-ı Kerimde Allahın en çok geçen adıdır. İnsanlar genellikle suyun kaynamasını, buharlaşmasını, yağmurun ve karın yağmasını birer sünnetullah olarak kabul ediyorlar. Bunda bir sorun yoktur. Ama başlarına gelen bela ve musibetleri, güzellikleri birer sünnetullaha bağlayamıyorlar. Yani hayır ve şerrin Allahtan geldiği yönündeki kader inancında genellikle insanların itikatlarında bir bozukluk vardır. Yüce Allahın kendilerine güç yetiremeyeceklerini, aldıkları tedbirlerle bela ve musibetlerden korunacaklarını sanıyorlar. Dünya hayatına daha çok tamah ederek huzura ve mutluluğa erişeceklerini düşünüyorlar. Hâlbuki bu dünya bir imtihan yurdudur. Başa gelen bela ve musibetler; hayırlar, güzellikler imtihan içindir. Bela ve musibetler genellikle günahlarımız yüzünden peyda olur. İyilikler, hayırlar yüce Allahın lütfu olarak görülmelidir. Aslında onlar da bir zamanlar yapılan küçük iyiliklerin, alınan hayır duaların, tohumlar gibi yüce Allahın lütfu ile neşv ü nema bulmasıyla olurlar. İnsanın yaptığı her şey daha ahrete varmadan bu dünyada hayır ve şer olarak önüne çıkmaktadır. Ama imtihan sırrı bunları çeşitli perdelerle gizlediği için bu gözlerden saklı tutulmaktadır. Zengin insanları herkes mutlu ve huzurlu sanır. Oysa nice zenginin daha bu dünyada iken ne cehennemlerde kavrulduğu imtihan sırrıyla insanlardan gizlenmiştir. Kalpler yüce Allahın elindedir. Asıl bu noktalarda insanlar dünyada iken cennet ve cehennem hayatını yaşamaktadırlar. İntihar eden insanların önemli bir kesimi maddi bir sıkıntısı olmayanlardandır. Bu tür insanlar dünyada iken kalp âleminde yaşadıkları cehennem hayatından kurtulmak için hayatlarına kendi elleri ile son vermektedirler. Huzur, İslamdadır. Yasaklardan kaçınıp bunlardan hemen tövbe ederek yüce Allahın emirlerini hayata uygulamaktadır. İnsanlar tövbe edip hak yola girince Kuran-ı Kerim; sureler, ayetler, zikirler onların üzerine faziletleri yağdırmaya başlar. Sözün özü bu hak kitabın mucizeleri İslami bir yaşantıyla tadılır, anlaşılır. Kalplere büyük bir huzur, nur o zaman dolmaya, insanlar daha bu dünyada iken cennet hayatından esintiler yaşamaya başlarlar. İşte sure ve ayetlerin okunması ile yüce Allah insanların kaderini tayin etmekte; şerleri, kötülükleri üzerinden almakta ve hayırları, güzellikleri üzerine yağdırmaktadır. Çünkü yüce Allah her şeyi sünnetullahla yaratmaktadır. Sünnetullah da yüce Allahın sözlerine dayanmaktadır. Yüce Allahın sözleri de Kuran-ı Kerimde toplanmıştır. Tabii bu noktada şeytan pek çok vesveseyi fısıldamaktadır Öyle ise niçin Müslümanlar dünyada ezilmekte, öldürülmekte; kâfirler ise cennet hayatı yaşamaktadırlar? Çünkü Müslümanların büyük çoğunluğu Allahla bile bile dalga geçmekte; Kuran-ı Kerimdeki ilahi emirleri yerine getirmemekte, ilahi yasakları ise kendilerine hayat prensibi olarak görmektedirler. Bunlar, yani bu tür insanlar gece gündüz Kuran-ı Kerim okusalar da bundan elbette bir hayır göremeyeceklerdir. Başlarında da bela ve musibet eksik olmayacaktır. Ben şahsen Amerikanın zenginliğini ve dünya liderliğini tarihte köleliğin kaldırılmasında en temel adımları atmasında ve bu yolda savaşmasında ve muvaffak olmasında görmekteyim. Bu, dinin en çok sevap getiren emirlerinden biriydi ve Allahın rızasına uygundu. Yüce Allah bir insana veya bir ulusa bir devlet nasip etti mi mutlaka bunun altında bir neden vardır. Bu neden de bir sünnetullaha dayanır. Amerikanın bu hayırlı işi dünyada iken böyle bir nimetle taltif edildi. Ama tabii Amerikanın bu nimetin kadrini bilmesi ve şükrünü eda etmesi mümkün olmadığı için bu nimet onda zulüm ve fesat kaynağı olacaktır. Çünkü kâfirliğin tabiatında Allaha isyan, nankörlük, insanlara zulüm vardır. İsyan, nankörlük; zulüm ise bir zaman sonra yüce Allah tarafından taltif için verilen nimetleri ve sermayeyi tüketebilir, bitirebilir. Biz bu yazımızda bir kısım surelerin ve ayetlerin faziletleri hakkında bir formüle işaret ettikten sonra küçük surelerin faziletleri üzerinde kısaca yoğunlaşacağız. Çünkü Müslümanların belki yüzde doksanı sadece bu küçük sureleri ezberlemişler ve namazlarında okumaktadırlar. Bunların da büyük çoğunluğu okuduklarının anlamını bilmemektedirler. Gerçekte hadis-i şerife göre anlamını bilmeden okumada sevapta bir eksilme olmadığı gibi ilgili surenin veya ayetin faziletleri de birer manevi armağan olarak o kişiye verilmektedir. Fakat bu konuda bilinçli olmak kişiye elbette pek çok şey kazandıracaktır. Küçük surelerden kastımız Kuran-ı Kerimin son sayfalarındaki Fil suresinden itibaren başlayan son on suredir. Mahalle hocaları genellikle çocuklara bunları ezberletirler. Müslümanların büyük çoğunluğu da bu ezberledikleriyle yetinirler ve namazlarında sadece bu sureleri okurlar. Tabii bunlara bir de Kuran-ı Kerimin başında yer alan Fatiha suresini eklemek gerekir. Bu küçük surelerle namazlarını eda edenlere tavsiyemiz bunları namazlarındaki rekâtlarda sondan başa doğru sıra ile okumalarıdır. Ağırlığı birkaç sureye vermeden eşit dağıtmalarıdır. Çünkü her birindeki fazilet bambaşkadır ve hayati bir öneme sahiptir. Bu küçük surelerin en belirgin ortak özelliği müminleri çeşitli bela ve musibetlerden, şerlerden, düşmanlardan, olumsuzluklardan korumalarıdır. Müminler bu kısa surelerle namaz kıldıklarında adeta itibarlı bir devlet adamı gibi, bir cumhurbaşkanı, bir başbakan gibi korunma çemberine alınmaktadır. Niçin? Çünkü mümin kıldığı namazla büyük bir davayı savunmaktadır. Onun gözle görünen ve görünmeyen pek çok düşmanının olacağı tabii bir şeydir. Onun bunlardan korunmaya ihtiyacı vardır. İşte bu küçük surelerin en başlıca faziletleri bunu sağlamaktadır. Namazda rükû ve secdede söylenilen zikirler ise müminin şerefini artırırlar. Bizzat rükû ve secdenin bedensel hareketinin anlamı bile böyle bir fazilete sahiptir. Allah kendisine tevazu ile yaklaşanı insanlar arasında yüceltir. Bu bir sünnetullahtır. Namaz kılmayan bir fasık, bir münafık, bir kâfir namaz kılan insana karşı gayri ihtiyari bir hürmet duygusu duyar. Bu, ellerinde olmadan olur. Mümin rükû ve secdede yüce Allahı ululayıp onu kusurdan, eksiklikten tenzih ederken yüce Allah da ona içerisinde yaşadığı muhitte kimsenin çalışarak ulaşamayacağı bir itibar verir. Bu şeref bu dünyada kişiye büyük bir huzur ve özgüven duygusu sağlar. Bunun elden çıkması ancak günahlarla olur. Leke nasıl beyaz bir elbisede kendisini çok açık bir surette gösterirse günahlar da müminde öyle açıkça sırıtır durur ve onun şerefini ve itibarını hemen yele verir, ortadan kaldırır. O zaman namaz kılan insan alay konusu da olabilir. Acınacak durumlara düşebilir. Allah bizleri bu durumlara düşmekten muhafaza buyursun. Âmin. Namazla mümine öyle bir nur verilir ki, bu nur hemen kendisini belli eder. O mümine ulaşılmaz ve gıpta edilecek bir şeref, namus, haysiyet sağlar. Bir de namaz kendisini kılana bir ruhaniyet verir ki bu da müminin adeta elbisesi gibi üzerinde durur. Ona bir derinlik katar. Mana verir. İnsanları kendisine âşık kılar. Her yerde yıldız gibi parlatır. Asalet ve rütbe verir. Kısacası namaz insana yüce Allahtan gelen bir saygınlık kazandırır. İnsanlara bütün servetlerini harcayarak elde edemeyecekleri büyük bir şan sağlar. Günahlar, surelerin faziletlerinin üzerimize düşmesini engellerler. Bu açıdan namazında niyazında olan Müslümanların başlarına gelen bela ve musibetler hep ısrarla işlenen günahlar yüzündendir. Yoksa bu küçük surelerin koruyuculuğunun delinmesi öyle kolay değildir. Fatiha büyük bir duadır. Allahın engin rahmetine sığınmaktır. Allahtan hidayet istemektir. Doğru yolda yürümeyi, aykırı ve yanlış yollara düşmemeyi talep etmektir. Kuran-ı Kerimin bütününü kapsayıcıdır. Kalplerin şifasıdır. Onun için namazın her rekâtında okunur. Yüce Allah Fatiha suresinin yüzü suyu hürmetine müminin bu duasını kabul eder. Yüce Allah engin rahmetiyle bu duayı bu surenin içerisine yerleştirmiştir. Yoksa iş bizlerin nefislerine kalsa ne duanın ne de hidayetin, hidayette kalmanın kadrini bilirdik. Dünyada en büyük nimet, Allahtan hidayet için, hidayetin devamı için, son nefeste imanla gitmek için dua etmektir, dua almaktır. Fil suresi müminin gönül dünyasını koruyucu surelerdendir. Çünkü bir Müslüman namaz kılmakla büyük bir eylem yapar. Bu nimetten mahrum olan herkes hasetten dolayı ona düşman kesilirler. Şeytanlar vesveseleri ile namaz kılan Müslümanları herkese karşı kışkırtırlar. Kim namaz kılan mümine karşı bir düşmanlık yapmayı niyet kılarsa, bunun için harekete geçerse, yüce Allah onu Fil suresinde anlatıldığı vechi ile Ebrehe ve ordularına yaptığı gibi perişan eder. Üzerine bela ve musibet yağdırır. Kendi derdine düşürtür. Müminin Kâbe gibi olan kalbini ona yıktırmaz. Hadis-i şeriflerde Fil suresini okuma ile düşmanlara galebe çalınacağına işaret edilmiştir. Kureyş suresi de koruyucu surelerdendir. Özellikle müminlerin iş, ticaret hayatları, mal ve mülkleri bu surenin faziletleri ile korunur. İmam-ı Rabbani Hazretleri korkulu yerlerde ve düşman karşısında Kureyş suresini on bir kez okumanın insana güven ve huzur telkin edeceğini söylemiştir. Maun suresi dinin özünü yanlış kavrayanların, Müslüman geçinenlerin, özellikle zekâtla namazın arasını ayırıp da nefislerine uyanların yani zekât vermeyen Müslümanların ve münafıkların şerlerinden müminleri koruyan bir suredir. Kevser suresi ilahi rahmetin bir tecellisidir. İçerisinde yer alan Kevser, müminlerin kıyamet günü suyunu içecekleri bir havuzdur. Ondan içenler kurtuluşa ve nimetlere erişecektir. Cennete kavuşacaktır. Bu kısa surede iki koruyucu dile getirilir. Biri namaz diğeri kurban kesmedir. Namazın koruyuculuğu zaten yazımızın konusu olduğu için ayrıca değinmeye gerek yoktur sanırım. Kan akıtma, eti fakir ve fukaraya verme bela ve musibeti insanın üzerinden atmaya vesile olur. Rüyada kurban kesmek bu anlama geldiği gibi eti fakir ve fukaraya dağıtma da bu anlamı karşılar. Üzerimizdeki olan nimetlerin hakkı büyüktür. Bunlar göze de gelebilirler. Onun için kurban kesme sadece kurban bayramına has olmamalıdır. Bir nimete erişildiğinde de düşünülmelidir. Örneğin bir ev, araba alma, yüksek bir makama gelme, güzel ve kazançlı bir iş elde etme, iş yeri açma gibi durumlarda kurban değerinde bir hayvan kestirip bunun etini fakir ve fukaraya dağıtma bu nimetlere değecek nazarları, görünmez ve görünen kazaları, bela ve musibetleri ortadan kaldırıcıdır. Bu, surenin nasihat ve eylem tarafıdır. Bu surenin en büyük fazileti, müminlerde olan çeşitli nimetlerin devamlığını sağlama ve onları muhafaza etmedir. Kafirun suresi, mümini kâfirlerin tasallutuna karşı korur. Müminin dinini muhafaza eder. Kâfirlere insaf verdirir. Onları azgınlıklarından, anlayışsızlıklarından itidale, anlayışa davet eder. Hadis-i şerifte Kafirun suresinin gece yatmadan önce okunması tavsiye edilmiş olup değişik hadis-i şeriflerde de insanı şirkten muhafaza edeceği özellikle belirtilmiştir. Nasr suresi müminin hayatındaki fetihlere vesile olur. Yani bu sure Feth suresine yakın bir fazilete sahiptir. Müminin çeşitli konularda hayalleri, idealleri, projeleri vardır. Bunları gerçekleştirmek ister. O dava adamıdır. Davasını ailesinde, iş hayatında, çevresinde yaşantıya geçirmek emelindedir. Ama çok çeşitli engeller bunlara mani olur. O istiğfara ve tövbeye yönelir. Surede istiğfar ve tövbenin dile getirilmesi bunların maddi ve manevi fetihlere vesile oluşlarındandır. Hayatını İslama uygun olarak düzenler. Bunun için onu sık sık gözden geçirir. Ondaki eksiklileri giderir. Hayatındaki mânialar kalkar. Allahın izniyle ve namazlarda okunan bu surenin fazileti ile müminin çeşitli konulardaki istekleri gerçekleşir. Maddi ve manevi fetihler müyesser olur. Peygamberimiz bu sureyi okumanın Mekkenin fethinde bulunup şehit olma kadar ecir kazandırdığını müjdelemiştir. Tebbet suresi ise şerli kişilerden koruyucu surelerdendir. Malıyla mülküyle, zenginliği ve çeşitli imkânlarıyla müminleri ezmek, yok etmek isteyen insanları, kitleleri hedef alır. Onların her türlü güçlerini etkisiz kılar. Tebbet suresinde hem Ebu Leheb hem de eşi yerilmektedir. Çünkü her ikisi de peygamberimize eşi görülmemiş zulümlerde bulunmuşlardır. Ebu Leheb peygamberimizin öz amcasıdır. Kendisi ticaretle zengin olmuşlardı. Peygamberimizin getirdiği yeni dinle Arapların Kâbeye artık gelmeyeceklerini, Kâbedeki putlara saygının azalacağını ve bu yüzden fakirleşeceğini düşünerek hak dine düşman kesilmişti. Ebu Lehebin karısı bir gün elinde bir taşla Hz. Ebubekirin yanına gelmiş, Tebbet suresi ile kendisini hicveden peygamberimizi aradığını ve elindeki taşla peygamberimizin kafasını kıracağını söylemişti. Hâlbuki bu sırada peygamberimiz Hz. Ebubekirin yanındaydı. Tebbet suresinin bir fazileti ile olsa gerek peygamberimiz ona görünmemişti. İhlâs suresi kalbi, itikadı, dini muhafaza eden ve derinleştiren, arıtan bir suredir. İnsan kalbi daima harekettedir. Şeytanların ve nefsin vesveseleri ile zaman zaman bulanır, karışır. Münafıklığa, riyaya doğru kayabilir. İman, bir nurdur. Nur, ateş gibi muhafaza edilmediği zaman azalabilir, sönebilir. Onu daima artırmak gerekir. Bu da istiğfarla tövbeyle hayatı ve kalbi daima temizlemekle olur. İstiğfar kalpte geleceğe dönük tasarlanan günahlardan, tövbe ise geçmişteki günahlardan pişman olmaktır. İhlâs, ibadeti yalnız Allah rızası için yapmaktır. Bu, bu surenin kalplere ektiği bir tohumdur. Hak dinin özü ihlâstır. Gerek zikir çekmek olsun gerek sureleri okuma olsun ihlâsla yapılmalı ve anlaşılmalı; bunlarda Allah rızası dışında bir gaye ve beklenti olmamalıdır. Hadis-i şeriflerde İhlâs suresinin Kuran-ı Kerimin üçte birlik sevabına denk geldiği belirtilmiş, onu çokça okuma ile cennete, çeşitli cennet nimetlerine nail olunacağı müjdelenmiştir. Felak ve Nas sureleri gerek insanlardan gerek cinlerden gelebilecek şerlere, kötülüklere karşı korunmada birer zırh gibidirler. İnsanların bir kısmı sihir ve büyü yaparlar. Bu yolda gelebilecek şerlerin önünü bu iki sure tıkar. Şeytanların vesveseleri öyle korkunçtur ki İnsanlara bu konuda perde verilmiştir. Şayet bu perde üzerlerinden kaldırılsa herkes kafayı yerdi. Çünkü size düşman bir insan düşünün. İşte bu insanın belki yüz, belki bin katı daha çok bir kinle size yaklaşan şeytanlar vardır. Mutlaka her Müslümanın üzerinde bu şeytanlar bulunur. Onlara vesvese verirler. Şeytanlar insanların iç dünyasındaki düşünceleri takip edebildikleri için herkese zayıf noktalarından yaklaşırlar. Ona göre vesvese verirler. İnsanlar bu vesveseleri kendi düşünceleri sanırlar. Bunalıma girerler. Bunlarda itikada ve dine yönelik olanları ile suçluluk duygusuna düşerler. Dinden diyanetten, namazdan uzaklaşırlar. Böylelikle kendilerini şeytanlara güldürürler. Vesveseye tutulan kişiler bu iki sureyi bolca okuyarak Allaha sığınsınlar ve vesveseye hiç önem vermesinler. Çünkü bu vesvese konusu olan düşünceler kendilerine ait değildir, şeytanlarındır. Bunlara sadece edeben tövbe ve istiğfar etmek gerekir. Yani bu vesveselerde Müslümanların bir günahları ve iştirakleri söz konusu değildir. Allah bu iki surenin fazileti ile onu çokça okuyanları bu konuda koruyacak ve vesveseyi kısa zamanda geçersiz kılacaktır. Her türlü günahın önce kalpte yer etmesinde mutlaka şeytanların vesveseleri tohum vazifesi görür. Nefis yani içgüdüler, arzular, istekler bu vesveselerden etkilenip günah tohumunu yeşillendirirler. Kişi günah işlemeye azm edinceye kadar bu bitki büyür. Günah işlenince meyvesi yenilmiş olur. Şeytanlar da emeline ulaşarak sevinirler. O kadar ki sevinçlerini içki içerek kutlarlar. Bir insanı, hele bir Müslümanı günah işletmeye muvaffak olma kadar hiçbir şey şeytanları sevindirmez. Çünkü günah küfrün habercisidir. Her günahta küfre giden bir yol vardır. Nasıl basit bir mikrop çoğalarak insanı yatağa düşürüp ölümüne sebep olursa küçük görülen bir günah da böyledir. Kişinin imanına hücum ederek onu çürütebilir ve insanı imansız ahrete yollayabilir. Şeytanlar bunu çok iyi bildikleri için küçük de olsa bir günahı bir Müslümana işlettiklerinde büyük bir zevk alırlar, sevinç duyarlar; bundan büyük bir ümide kapılırlar. Onun için daima bu iki sureyi çok okumak, şeytanların vesveselerinden Allaha sığınmak gerekir. Özellikle Felak suresi hasetçinin şerrinden Allaha sığınmayı sağlar. Hasetçinin hem görünen hem de görünmeyen şerleri vardır. Görüneni, haset ettiği kişi aleyhinde olur ve konuşur. Ona komplolar kurar veya kurulmasına yardım eder. Görünmeyeni ise nazarıdır. Nazar hasetle çok yıkıcı bir tesir kazanır. Arifler sıkıntılı, korkulu, tehlikeli zamanlarda bu iki surenin çokça okunmasını tavsiye etmişlerdir. Yüce Allah kalplerimize Kuran-ı Kerimin; surelerin, ayetlerin, zikirlerin sevgisini koysun. Onlardan gelecek nura, imana kalplerimizi sevk etsin. Faziletlerini üzerimize daim kılsın. Son nefeste Kuran-ı Kerim okunmayı ve imanla göçmeyi nasip eylesin. Âmin. Muhsin İyi 05-11-11, 2032 1 permalink Vetala Yasaklı Üyelik tarihi 25-09-11 Mesajlar 399 Konular 174 Surelerin Faziletleri ve Sırları Surelerin Faziletleri ve Sırları Surelerin faziletleri ve sırları [1] Sure-i Fatiha- Muayyen zamanlarda veya normal zamanlarda bir kimse tarafından okunduğunda, Allahu Teala o kimseyi dünyevi ve uhrevi maksadına nail eder. Birçok bela ve musibetlerden uzak olmasına vesile olur. Hasta olanlarda suya okuyup içerlerse veya üzerlerine okurlar ise Allah,ın izni ile şifaya kavuşmuş kimse yatarken 7 defa okur ise ölüm hariç her şeydenkorunur... Sure-i Bakara- Bu süreyi okumaya devam eden kimseyi her türlü sihirden,nazardan Allahu Teala korur... Sure-i Al-i imran- Bu sureyi 3 defa okuyan kimse kul borcundan kurtulmuş olur. Allahu Teala bu kimseye ummadığı bir yerden mal ve servet verir,mal sahibi yapar... Sure-i Nisa- Okuduğu zaman okuyanın çocukları namuslu ve terbiyeli olarak yetiştirirler. Huzur ve mutluluk dolu bir hayat yaşamlarına Allahu Teala onları muvaffak kılar... Sure-i Maide- Bu sureyi 40 defa okuyan kimseye Allahu Teala çok mal ve servet ihsan eder... Sure-i En,am- Bu sureyi 41 defa okuyan kimselern çıkmazdaki işleri yoluna girer ve Cenab-ı Allah onları düşman şerrinden muhafaza eder... Sure-i Araf- Bu sureyi okumayadevam eden kimse ahiretteki azabtan kurtulmuş olur... Sure-i Enfal- Bu sureyi hapisteki birt kimse 7 defa okuduğu zaman Cenab-ı Hak onu kurtarıp her türlü şerden muhafaza eder... Sure-i Tevbe- Bu sureyi 17 defa okuyan kimsenin dilekleri Allahu Teala tarafından kabul edilir. Ayrıca fena kimselerin ve hırsızların şerrinden uzak kalır... Sure-i yunus- 21 Kere okunduğunda düşman ve kötü niyetli kişilerin şerrinden muhafaza edilirler... Sure-i Hud- Her kimse bu sureyi 3 defa okur ise Allahu Teala dileklerini kabul edip kendisine tehlikeli sayılacak herşeyden korur... Sure-i Yusuf- Bu sureyi okuyan kimseyi Allahu Teala hasretini giderir ve tüm insanların sevgisini kazanır... Sure-i Ra,d- Bu sure-i celileyi okuyan kimse,hem kendisini hemde çocukları cinlerin şerlerinden emin olur ve onlara herhangi bir korku halı isabet etmez... Sure-i İbrahim- Her kim bu sureyi 7 kere okursa kötü insanların zararlarından kurtulmuş hemde anne ve babasını rızasını kazanmış olur... Sure-i Hicir- 3 kere okuyan kimsenin alış-verişine Allahu Teala bereket ihsan eder... Sure-i Nahl- 100 Kere okunsa Allahu Teala okuyan kimseyi maksadına eriştirir ve kötü niyetli insanlardan kendisini emin kılar... Sure-i İsra- Bu sure 7 defa okunduğu zaman Allahu Teala okuyan kişiyi fitneci ve hasetçilerin şerrinden uzak tutar. Ayrıca yazılıp suyu küçük çocuklara içirilirse çocukların dilleri açılır ve fasih konuşmalarına sebeb olur... Sure-i Kefh- Her kim cuma günü bu sureyi 1 kere okursa, öbür cumaya kadar olan bütün kaza ve belalardan Allahu Teala o kimseyi korur. Ayrıca ahir zaman fitnesinden ve deccal şerrinden emin kılar. Daima sıhhat ve afiyet içinde yaşar... Sure-i Meryem- Bu sureyi 41 kere okuyan kimseye Allahu Teala bol rızıklar ihsan eder ve yoksulluktan kurtarır... Sure-i Taha- 41 Kere bir kız evladı okuduğu zaman o kızın hayırlı bir erkeğe kısmeti açılır... Sure-i Enbiya- Her kim bu sureyi 70 kere okursa görünür görünmez kaza,bela ve korkularından emin kılınır. Ayrıca böyle bir kimseye Allahu Tealasalih çocuklar ihsan eder... Sure-i Hac- Bu sureyi okumaya devam eden kimseyi Allahu Teala kıyamet korkusundan emin kılar ve öldüğü zaman da kolay bir şekilde ruhunu teslim eder... Sure-i Mü,minun- Bu sureyi okumaya devam eden kimseyi Allahu Teala ıslah eder ve tevbesini kabul eder. Hak yolda yürümeye muvaffak kılar... - 05-11-11, 2033 2 permalink Vetala Yasaklı Üyelik tarihi 25-09-11 Mesajlar 399 Konular 174 Surelerin faziletleri ve sırları [2] Sure-i Nur- Bu sure-i celileyi okumaya devam eden kimsenin imanı kalbinde sabitleşir ve Allahu Teala bu kimsenin kalbini şeytan vesvesesinden muhafaza eder... Sure-i Furkan- Bu sure-i celileyi 7 defa okuyan kimse çevresinde ki kötü niyetli kişilerin kötülüklerinden haberdar olur ve Allahu Teala onu kötü yollara girmekten alıkor... Sure-i Şu,ra Bu sureyi 7 kere okuyan kimse Allah,ın izni ile herkesin sevgisini kazanmış olur ve böylece herkesle iyi geçinir... Sure-i Nemi Bu sureyi okumaya devam eden kimseyi Allahu Teala bütün şerlerden fenalıklardan kötülük ve zulümlerden muhafaza eder... Sure-i Kasas 7 Defa okuyan kimseyi Allahu Teala büyük bir kazadan kötü niyetli dost,arkadaş ve akrabanın şerrinden muhafaza eder... Sure-i Ankebut Bu sure-i celileyi her kim bir su üzerine okuyup suyunu içerse Allahu Teala lutfuyla onun unutkanlığı gider ve hafızası artar... Sure-i Rum Bu sure-i celile okunduğu zaman Allahu Teala islam ordularını muzaffer eyler ve düşmanları mağlup olur... Sure-i Lokman Bu sure-i celileyi 7 defa okuyan kimsenin karnında yaşadığı problemleri ve ağrıları gider... Sure-i Secde Bu sureyi bir kimse yazıp bir şişenin içine koysa ve o şişenin ağzını iyi bir şekilde kapattıktan sonra bir eve koysa Allah,ın izni ile o evde ne yangın olur ne kötü niyetler için bir kimse nede o eve asla hırsız giremez... Sure-i Ahzab Bu sure-i celileyi 41 defa okuyan kimsenin işi ve ticareti,kazancı yolunda gider ve Allahu Teala bütün işlerinde kolaylık ihsan edip bereketini bolca verrir... Sure-i Sebe Bu sureyi 70 kere okuyan kimseyi Allahu Teala büyük bir sıkıntısını giderir... Sure-i Fatır Bu sure-i celileyi okumayı adet haline getiren ve devam eden bir kimse Cin ve Şeytan,ların kötülüklerinden ,mussallatlarından,vesveselerinden ve her türlü şerlerinden Allahu Telala muhafaza ederek hıfz eyler ve Allahu Teala bu kişiyi ömrünü berek ihsan eder... Sure-i Yasin Bu surei celileyi 70 kere okuyan kimsenin yüzüne hayırlı kapılar açılır. Okuyup suyunu içerse Allahu Teala gönlünü nurlandırıp her türlü can ve sıkıntıdan emin kıldırılır... Sure-i Saffat Bu sure-i celileyi her kim 78 defa okursa Allahu Teala o kimsenin rızkını genişletip bollaştırır... Sure-i Sad Bu sure-i celileyi okumaya devam eden kimseyi Allahu Teala tüm cin ve şeytanların bütün kötülüklerinden hıfz ederek muhafaza eder... Sure-i Zümer Bu sure-i celileyi okumaya devam eden her kimse Allahu Teala,nın katında Aziz ve mükerrem olur... Sure-i Mü,min Bu sure-i celileyi 7 sefer okuyan kimsenin Allahu Teala ihtiyaclarını giderir."işlerinde kolaylık sağlar"... Sure-i Fusillet Bu sureyi okuyan kimse hırsızların şerrinden emin olur... Sure-i Şüra 33 Defa okuyan bir kimseyi Allahu Teala kötü kişilerden gelecek tüm kötülüklerden emin kıllar... Sure-i Zuhruf Bu sure-i celileyi okumaya devam eden bir kimseyi Allahu Teala kalbinde ki şeytan vesveselerinden arındırarak uzak tutar... Sure-i Duhan Bu sureyi okumaya devam eden herkesin sevgisini kazanır... Sure-i Casiye Bu sure-i celileyi gurbet seferine çıktığı zaman 40 defa okuyan bir kimseye Allahu Teala gurbet yolculuğunda kendisine kolaylık sağlayarak arzunen bulunduğu işlerinde kolaylık ihsan edip selametle dönmesini nasip eder... Sure-i Ahkaf Bu sure-i celileyi yazıp haşere bulunan yere koysa Allahu Teala,nın izni ile o haşerelerden bir zarar gelmez ve ayrıca bir çok hastalıklardan da o kimse kurtulur... 05-11-11, 2033 3 permalink Vetala Yasaklı Üyelik tarihi 25-09-11 Mesajlar 399 Konular 174 Surelerin faziletleri ve sırları [3] Sure-i Muhammed Bu sureyi savaş esnasında hergün 41 defa okunsa AllahuTeala müslüman askerlerine muafferiyert ihsan eder... Sure-i Fetih 41 Defa okuyan kimsenin işleriniyi gitmesine ve çok hayırlı kapıların açılmasına vesile olur.. Sure-i Hucurat Bu sureyi 7 kere okuyan kimseyi Allahu Teala hastalıklardan kurtarıp,sıhhat ve afiyete kavuşturur... Sure-i Kaf Bu sure-i celileyi her kim Cuma gecesinde 3 defa okursa gözü aydın olur ve mutluluğa erişir... Sure-i Zariyat Bu sureyi kıtlık esnasında 70 kere okunduğu zaman Allahu Teala bolluk ve ucuzluk ihsan eder... Sure-i Tur Bu sure-i celileyi her kim bir hastaya 3 kere okursa, Allahu Teala o hastaya şifa ihsan eder. Karı koca arasında ülfet ve sevgiyi artırır... Sure-i Necm Bu sure-i celileyi 21 kere okuyan kimse istek ve arzusuna kavuşmuş olur... Sure-i Kamer Bu sureyi okuyan kimsekorkusundakinden kurtulmuş olur... Sure-i Rahman Bu sure-i celileyi okuyan kimse Cinlerin şerrinden emin olur, Allah dostları tarafından korunur... Sure-i Vakı,a Bu sureyiokuyan kimseye Allahu Teala bolluk verir ve itibarlı bir kimse olmasını ihsan eder... Sure-i Hadid 70 Kere okuyan kimselerin işi iyiye gider ve Allahu Teala işlerinde kolaylık ihsan eder... Sure-i Mücadele Bu surei celileyi her kim bir avuç toprak üzerine 3 defa okuyup düşman üstüne serpse düşman hezimete uğrar... Sure-i Harş Bu sure-i celileyi bir kimse bir işinin yerine gelmesi için 3 defa okursa onun işi-dileği yerine getirilir... Sure-i Müntahine Bu sure-i celile okunmaya devam edilse okuyan kişinin nifak-ı kini kaldırılır... Sure-i Saff Her kim 3 sefer okurda düşmanının üstüne üflersedüşmanın zararından kurtulur... Sure-i Cuma Bu sure-i celileyi her kim ara buluculuk maksadı ile okursa Allahu Teala barış ihsan eder... Sure-i Münafikun 100 Kere okuyan bir kimseyi Allahu teala hasetçi ve fitneci kimselerin dillerinden muhafaza eder... Sure-i Tegabun Bu sure-i celileyi 7 kere okuyan bir kimsenin, yer altına korumağa alsdığı "sakladığı" şeyi Allahu Teala korur... Sure-i Talak 7 kere okuyan kimse avret şerrinden emin olur ve dini emirleri yerine getirmeye ve zengin olmaya muvaffak kılınır... Sure-i Tahrım Bu sure-i celileyi okuyan kimseye,ailesi ile düzenli bir hayat sürdürmeyi Allahu Telala nasip eder... Sure-i Mülk 7 Kere okuyan bir kimsebelalardan emin olur. Sabah- akşam okunursa kabir azabından kurtululur,kabir suali kolaylaşır. Sure-i Kalem Bu sure-i celileyi 10 kere okuyan kimsenin arzu ettiği işi olur ve nazardan Allahu Teala onu korur... - 05-11-11, 2034 4 permalink Vetala Yasaklı Üyelik tarihi 25-09-11 Mesajlar 399 Konular 174 Surelerin faziletleri ve sırları [4] Sure-i Hakka Bu sure-i celileyi okuyan kimse kendisine kütülüğü dokunacak kişilerin şerrinden muhafaza edilir... Sure-i Ma,aric Bu sure-i celileyi 10 kere okuyan kimse kıyamet korkusundan emin olur... Sure-i Nuh 1 Kere okuyan kimse düşmanını mağlup eder... Sure-i Cin Bu sure-i celileye 7 sefer okuyan bir kimseyi her türlü cin şerrinden,nazardan,fena sözden Allahu Teala korur Ayrıca küçük çocuklar da bir çok kurkulardan muhafaza edilir... Sure-i Müzzemmil Bu sure-i celile geceleyin çocuk üzerine okunursa asla korkmaz... Sure-i Müddessir Bu sure devamlı okunduğu taktirde Şeytan şerrinden hıfz edinerek korunur... Sure-i Kıyame Bu sureyi devamlı okuyan kimse kıyamet korkusundan emin olur... Sure-i Dehr Bu sure-i celileyi 7 sefer okunduğu zaman Allahu Teala o kişiyi hertürlü şerlerden muhafaza eder... Sure-i Mürselat Bu sure-i celileyi okumaya devam eden kimse butün iftiralardan emin olmuş olur Sure-i Nebe Bu sure-i celileyi ikindiden sonra okuyan bir kimse iftiralardan emin olmuş olur... Sure-i Nazi,at Bu sureyi okumayı devam eden kimseye ölüm anında Allahu Teala kolaylık ihsan eder... Sure-i Abese Bu sure-i celileyi okuyan bir kimse meşru bir dilekte bulunsa Allahu Teala onun bu dileğini yerine getirir... Sure-i Küvvirat Bu sure-i celileyi 7 defa okuyan kimsenin tevbesini Allahu Teala kabul eder... Sure-i İnfitar Bu sureyi 7 defa okuyan kimsenin kazancı artar... Sure-i Mutaffifin Bu sure-i celileyi 7 defa okuyan kimsenin ticareti ve kazancı bereketli olur... Sure-i İnşifak Bu sure-i celileyi bir kadın çocuk dünyaya getirirken okunup suyu anne içse zahmetten kurtulur... Sure-i Büruc Bu sure-i celileyi 21 kere okuyan bir kimse kötü niyetli tüm insanların fenalıklarından korunur... Sure-i Tarik Bu sureyi 3 defa okuyan bir kimse Cinlerin ve kötü niyetli tüm insanların fenalıklarından hıfz eylenir... Sure-i A,la Bu sure-i celileyi yazıp bağ-bahçeye astığı taktirde meyveleri asla zarar görmez... Sure-i Ğaşiye Bu sureyi celile ağrıyan diş ve midede ki gaz için okunduğunda Allahu Teala,nın izni ile şifa bulur... Sure-i Fecr Bu sureyi celileyi okumaya devam eden kimse büyük "yetkili" kimselerin şerrinden emin olur... Sure-i Beled Bu sure-i celile vücuttaki herhangi bir hastalık ve hasseden göz ağrısı için okunduğunda Allahu Tealanın izni ile şifa bulur... Sure-i Şems 21 Defa okuyan kimse bütün kötülüklerden korkulardan muhafaza edilir... Sure-i Leyl Bu sureyi gece ve gündüz 7 şer defa okunduğunda tüm görünür görünmez kötülüklerden muhafaza edilir... Sure-i Duha Bu sure-i celileyi 41 defa okuyan okuyan kimse Çalınan şeylerintekrar eline geri gelmesine sebeb olur... Sure-i İnşirah Bu sure-i celileyi bir kimse yeni elbise giydiğinde ve saç veya sakalını taradığında okursa fakirlik yüzü görmez... Sure-i Tin Bu sureyi 70 kere okunduğunda kişi büyükler gözünde itibarlı olur... Sure-i Alak Bu sure-i celile büyüklerin yanına çıkıldığında okunduğu zaman okuyan kişinin arzusu yerine gelir ve itibar görmüş olur... 05-11-11, 2034 5 permalink Vetala Yasaklı Üyelik tarihi 25-09-11 Mesajlar 399 Konular 174 Surelerin faziletleri ve sırları [5] Sure-i Kadir Bu sure-i celileyi ramazan gecesinde 1000 defa okuyan bir kimse HZ. peygamber,i [ rüyasında görür,sürünselemelerde ki işleri yoluna girmiş olur... Sure-i Beyyine Bu sure-i celileyi kim okursa Allahu Teala onu kötü insanların ve kötü varlıkların şerrinden korur... Sure-i Zülzilet 41 defa okuyan kimsenin düşmanını mağlup ve perişn eder... Sure-i Adiyat Bu sure-i celileyi okumaya devam eden kimse nazardanemin olur... Sure-i Kari,a Bu sure-i celileyi ikitarafın arasını bulmak için okunduğu vakit Allahu Tealanın izni ile araları düzelir,barış hasıl olur... Sure-i Tekasür Bu sureyi okumaya devam edildiğinde kişinin kabir azabından kurtulmasına vesile olur... Sure-i Asr Bu sure-i celile 70 kere okunduğunda boğazında ki sıkıntı [maddi-manevi] gitmiş olur... Sure-i Hümeze Bu sure 21 defa okuyan kimse fitneci ve kıskanç kimselerin şerrinden emin olur... Sure-i Fil Bu sureyi akşam namazı ortasında 250 kere okunduğunda düşmanını mağlup eder... Sure-i Kureyş Bu sure-i celileyi 7 kere okuyan kimsenin korkusu geçer,yiyecek ve içeceklere okunduğunda berekete vesile olur... Sure-i Maun Bu sure-i celileyi 41 gün bir çocuk üzerine okunursa iftira ve dedikodulardan emin olur... Sure-i Kevser Bu sure-i celileyi her kim 1000 defa okursa Allahu Teala ona kevser şarabını nasip eder... Sure-i Kafirun Bu sure-i celile günde 3 defa okunursa Allahu Teala onu her türlü belalardan korur hıfz eyler... Sure-i Nasr Bu sure-i celileyi 3 defa okuyan kimsenin imanını Allahu Teala şeytan şerrinden koruolur... Sure-i Lehep Bu sure-i celileyi 1000 defa okuyan kimse düşmanın zararından emin olur... Sure-i İhlas Bu sure-i celileyi haksız yere hapisedilmiş bir kimse için 1000 defa okunduğunda o kimse kurtulmuş olur... Sure-i Felak - Nas Her kim bu iki sure-i celileyi her namazın sonunda üçer defa okursa Allahu Teala onun bütün bela ve musibetlerden,fitneci ve fesatçılardan,sihirbaz ve şeytanların şerrinden korur... Konu Alıntıdır Faydalı Olmasını Dilerim dilekduası üyeleri. Sevgiyle... - Surelerin ve Ayetlerin Faziletleri, Sırları Surelerin ve Ayetlerin Faziletleri, Sırları Bir sure ve ayet okunduğu zaman okuyan veya dinleyen kişiye bazı manevi armağanlar verilir. Bunlara surelerin ve ayetlerin faziletleri denir. Surelerin ve ayetlerin çeşitli faziletleri pek çok hadis-i şerifte ifade edilmişlerdir. Surelerin ve ayetlerin faziletlerini konu alan hadis-i şerifleri inceleyince genellikle bunlarla, ilgili surede ve ayette işlenen tema veya konular arasında yakın bir ilginin bulunduğunu görürüz. Örneğin peygamberimiz bir hadiste Yasin suresini her gün okumaya devam edene şehitliğin nasip olacağını ifade eder. Gerçekten surede şehit edilen bir mümin konu olarak işlenir. Vakıa suresini daima okuyanlara dünya zenginliğinin ihsan edileceği hadis-i şerifte müjdelenir. İlgili surede cennet tasviri ve nimetleri bu dünyadaki zenginliğe işaret eder. Kehf suresi ile ilgili hadis-i şerifler daha ziyade Deccal’dan, zalim hükümdarlardan, bela ve musibetlerden korunmaları içerir. Gerçekten de ilgili surede mağaraya sığınan gençler böyle zalim bir hükümdarın şerrinden kaçarlar. Hz. Zülkarneyn de Yecüc Mecüc kavminin şerrinden halkları korumak için bir set inşa ettirir. Hz. Hızır ise ileride bazı kimselere gelecek bela ve musibetlerin daha önceden önünü almak için akıl almaz ve şeriat dışı bazı icraatlarda bulunur. Bunlarla Kehf suresi adeta okuyana ve dinleyene bir zırh gibi işlev görür. Her türlü bela ve musibetten onları korur. Örnekleri çoğaltabiliriz. Ama ne kadar çoğaltsak da genellikle şunu görürüz Peygamberimiz hangi surenin veya ayetin faziletinden bahsetmişse genellikle ilgili fazilet ile surenin, ayetin teması veya konuları arasında bir ilgi ve ilişki vardır. Sure ve ayet faziletini bildiren hadis-i şerif genellikle adeta surenin ve ayetin içeriğinde bir konuya işaret etmekte, o konunun ilahi bir yasaya dayandığını bildirmektedir. Tabii sure ve ayet faziletinden bahseden bütün hadisi-i şerifleri bu kategoriye sokamayız. Hadis-i şeriflerin bir kısmında sure ve ayet içeriği arasında bir ilgi ve bağlantı yoktur. Bunlar, Hz. Peygamber’in nübüvvet nuru ile değerlendirdiği sure ve ayetlerdir. İşte bu ilgilerden dolayı bazı arifler, surelerin ve ayetlerin hadis-i şeriflerce işaret edilmemiş faziletlerinden bahsetmişlerdir. Bu konularda çeşitli hükümlerde bulunmuşlardır. Çünkü onlar bir kısım surelerin ve ayetlerin faziletleri ile ilgili formülü bulmuşlar; yani surelerin, ayetlerin faziletleri ile tema ve konuları arasındaki bağlantıyı, ilgiliyi anlamışlardır. Yüce Allah her şeyi ilahi yasalarla yaratmaktadır. İlahi yasalara sünnetullah da denir. Dünyanın hareketleri, mevsimler, gece gündüz, yağmurun ve karın yağması da ilahi birer yasadır. Bunlar da yüce Allah’ın sünnetullahlarıdır. İsterse yüce Allah bunları bir sözle değiştirebilir. Allah’ın sözü olan Kuran-ı Kerim baştan sona değin yaratıcı sözlerle doludur. Yani Kuran-ı Kerim’deki her kelime sihirlidir. Bu sihir, helaldir. Yani surelerin ve ayetlerin faziletleri kısaca helal sihirlerden oluşur. Aslında buna sihir kelimesi pek yakışık almadı, doğrudan doğruya mucize demek daha doğru görünmektedir. Kişi bir sure veya ayet okur, yüce Allah o okunan surenin veya ayetin faziletini okuyan veya dinleyen kişilerin üzerine yağdırır. Sünnetullahları yaratan yüce Allah isterse Kuran-ı Kerim’in mucizesini o kişiye gösterebilir. Zikir olan kelimeler gücünü Kuran-ı Kerim’de geçtikleri oranda alırlar. Onun için en büyük zikir Allah’ kelimesi ile yapılır. Çünkü bu kelime hem Allah’ın zatına işaret eder hem de Kuran-ı Kerim’de Allah’ın en çok geçen adıdır. İnsanlar genellikle suyun kaynamasını, buharlaşmasını, yağmurun ve karın yağmasını birer sünnetullah olarak kabul ediyorlar. Bunda bir sorun yoktur. Ama başlarına gelen bela ve musibetleri, güzellikleri birer sünnetullaha bağlayamıyorlar. Yani hayır ve şerrin Allah’tan geldiği yönündeki kader inancında genellikle insanların itikatlarında bir bozukluk vardır. Yüce Allah’ın kendilerine güç yetiremeyeceklerini, aldıkları tedbirlerle bela ve musibetlerden korunacaklarını sanıyorlar. Dünya hayatına daha çok tamah ederek huzura ve mutluluğa erişeceklerini düşünüyorlar. Hâlbuki bu dünya bir imtihan yurdudur. Başa gelen bela ve musibetler; hayırlar, güzellikler imtihan içindir. Bela ve musibetler genellikle günahlarımız yüzünden peyda olur. İyilikler, hayırlar yüce Allah’ın lütfu olarak görülmelidir. Aslında onlar da bir zamanlar yapılan küçük iyiliklerin, alınan hayır duaların, tohumlar gibi yüce Allah’ın lütfu ile neşv ü nema bulmasıyla olurlar. İnsanın yaptığı her şey daha ahrete varmadan bu dünyada hayır ve şer olarak önüne çıkmaktadır. Ama imtihan sırrı bunları çeşitli perdelerle gizlediği için bu gözlerden saklı tutulmaktadır. Zengin insanları herkes mutlu ve huzurlu sanır. Oysa nice zenginin daha bu dünyada iken ne cehennemlerde kavrulduğu imtihan sırrıyla insanlardan gizlenmiştir. Kalpler yüce Allah’ın elindedir. Asıl bu noktalarda insanlar dünyada iken cennet ve cehennem hayatını yaşamaktadırlar. İntihar eden insanların önemli bir kesimi maddi bir sıkıntısı olmayanlardandır. Bu tür insanlar dünyada iken kalp âleminde yaşadıkları cehennem hayatından kurtulmak için hayatlarına kendi elleri ile son vermektedirler. Huzur, İslam’dadır. Yasaklardan kaçınıp bunlardan hemen tövbe ederek yüce Allah’ın emirlerini hayata uygulamaktadır. İnsanlar tövbe edip hak yola girince Kuran-ı Kerim; sureler, ayetler, zikirler onların üzerine faziletleri yağdırmaya başlar. Sözün özü bu hak kitabın mucizeleri İslami bir yaşantıyla tadılır, anlaşılır. Kalplere büyük bir huzur, nur o zaman dolmaya, insanlar daha bu dünyada iken cennet hayatından esintiler yaşamaya başlarlar. İşte sure ve ayetlerin okunması ile yüce Allah insanların kaderini tayin etmekte; şerleri, kötülükleri üzerinden almakta ve hayırları, güzellikleri üzerine yağdırmaktadır. Çünkü yüce Allah her şeyi sünnetullahla yaratmaktadır. Sünnetullah da yüce Allah’ın sözlerine dayanmaktadır. Yüce Allah’ın sözleri de Kuran-ı Kerim’de toplanmıştır. Tabii bu noktada şeytan pek çok vesveseyi fısıldamaktadır Öyle ise niçin Müslümanlar dünyada ezilmekte, öldürülmekte; kâfirler ise cennet hayatı yaşamaktadırlar?’ Çünkü Müslümanların büyük çoğunluğu Allah’la bile bile dalga geçmekte; Kuran-ı Kerim’deki ilahi emirleri yerine getirmemekte, ilahi yasakları ise kendilerine hayat prensibi olarak görmektedirler. Bunlar, yani bu tür insanlar gece gündüz Kuran-ı Kerim okusalar da bundan elbette bir hayır göremeyeceklerdir. Başlarında da bela ve musibet eksik olmayacaktır. Ben şahsen Amerika’nın zenginliğini ve dünya liderliğini tarihte köleliğin kaldırılmasında en temel adımları atmasında ve bu yolda savaşmasında ve muvaffak olmasında görmekteyim. Bu, dinin en çok sevap getiren emirlerinden biriydi ve Allah’ın rızasına uygundu. Yüce Allah bir insana veya bir ulusa bir devlet nasip etti mi mutlaka bunun altında bir neden vardır. Bu neden de bir sünnetullaha dayanır. Amerika’nın bu hayırlı işi dünyada iken böyle bir nimetle taltif edildi. Ama tabii Amerika’nın bu nimetin kadrini bilmesi ve şükrünü eda etmesi mümkün olmadığı için bu nimet onda zulüm ve fesat kaynağı olacaktır. Çünkü kâfirliğin tabiatında Allah’a isyan, nankörlük, insanlara zulüm vardır. İsyan, nankörlük; zulüm ise bir zaman sonra yüce Allah tarafından taltif için verilen nimetleri ve sermayeyi tüketebilir, bitirebilir. Biz bu yazımızda bir kısım surelerin ve ayetlerin faziletleri hakkında bir formüle işaret ettikten sonra küçük surelerin faziletleri üzerinde kısaca yoğunlaşacağız. Çünkü Müslümanların belki yüzde doksanı sadece bu küçük sureleri ezberlemişler ve namazlarında okumaktadırlar. Bunların da büyük çoğunluğu okuduklarının anlamını bilmemektedirler. Gerçekte hadis-i şerife göre anlamını bilmeden okumada sevapta bir eksilme olmadığı gibi ilgili surenin veya ayetin faziletleri de birer manevi armağan olarak o kişiye verilmektedir. Fakat bu konuda bilinçli olmak kişiye elbette pek çok şey kazandıracaktır. Küçük surelerden kastımız Kuran-ı Kerim’in son sayfalarındaki Fil suresinden itibaren başlayan son on suredir. Mahalle hocaları genellikle çocuklara bunları ezberletirler. Müslümanların büyük çoğunluğu da bu ezberledikleriyle yetinirler ve namazlarında sadece bu sureleri okurlar. Tabii bunlara bir de Kuran-ı Kerim’in başında yer alan Fatiha suresini eklemek gerekir. Bu küçük surelerle namazlarını eda edenlere tavsiyemiz bunları namazlarındaki rekâtlarda sondan başa doğru sıra ile okumalarıdır. Ağırlığı birkaç sureye vermeden eşit dağıtmalarıdır. Çünkü her birindeki fazilet bambaşkadır ve hayati bir öneme sahiptir. Bu küçük surelerin en belirgin ortak özelliği müminleri çeşitli bela ve musibetlerden, şerlerden, düşmanlardan, olumsuzluklardan korumalarıdır. Müminler bu kısa surelerle namaz kıldıklarında adeta itibarlı bir devlet adamı gibi, bir cumhurbaşkanı, bir başbakan gibi korunma çemberine alınmaktadır. Niçin? Çünkü mümin kıldığı namazla büyük bir davayı savunmaktadır. Onun gözle görünen ve görünmeyen pek çok düşmanının olacağı tabii bir şeydir. Onun bunlardan korunmaya ihtiyacı vardır. İşte bu küçük surelerin en başlıca faziletleri bunu sağlamaktadır. Namazda rükû ve secdede söylenilen zikirler ise müminin şerefini artırırlar. Bizzat rükû ve secdenin bedensel hareketinin anlamı bile böyle bir fazilete sahiptir. Allah kendisine tevazu ile yaklaşanı insanlar arasında yüceltir. Bu bir sünnetullahtır. Namaz kılmayan bir fasık, bir münafık, bir kâfir namaz kılan insana karşı gayri ihtiyari bir hürmet duygusu duyar. Bu, ellerinde olmadan olur. Mümin rükû ve secdede yüce Allah’ı ululayıp onu kusurdan, eksiklikten tenzih ederken yüce Allah da ona içerisinde yaşadığı muhitte kimsenin çalışarak ulaşamayacağı bir itibar verir. Bu şeref bu dünyada kişiye büyük bir huzur ve özgüven duygusu sağlar. Bunun elden çıkması ancak günahlarla olur. Leke nasıl beyaz bir elbisede kendisini çok açık bir surette gösterirse günahlar da müminde öyle açıkça sırıtır durur ve onun şerefini ve itibarını hemen yele verir, ortadan kaldırır. O zaman namaz kılan insan alay konusu da olabilir. Acınacak durumlara düşebilir. Allah bizleri bu durumlara düşmekten muhafaza buyursun. Âmin. Namazla mümine öyle bir nur verilir ki, bu nur hemen kendisini belli eder. O mümine ulaşılmaz ve gıpta edilecek bir şeref, namus, haysiyet sağlar. Bir de namaz kendisini kılana bir ruhaniyet verir ki bu da müminin adeta elbisesi gibi üzerinde durur. Ona bir derinlik katar. Mana verir. İnsanları kendisine âşık kılar. Her yerde yıldız gibi parlatır. Asalet ve rütbe verir. Kısacası namaz insana yüce Allah’tan gelen bir saygınlık kazandırır. İnsanlara bütün servetlerini harcayarak elde edemeyecekleri büyük bir şan sağlar. Günahlar, surelerin faziletlerinin üzerimize düşmesini engellerler. Bu açıdan namazında niyazında olan Müslümanların başlarına gelen bela ve musibetler hep ısrarla işlenen günahlar yüzündendir. Yoksa bu küçük surelerin koruyuculuğunun delinmesi öyle kolay değildir. Fatiha büyük bir duadır. Allah’ın engin rahmetine sığınmaktır. Allah’tan hidayet istemektir. Doğru yolda yürümeyi, aykırı ve yanlış yollara düşmemeyi talep etmektir. Kuran-ı Kerim’in bütününü kapsayıcıdır. Kalplerin şifasıdır. Onun için namazın her rekâtında okunur. Yüce Allah Fatiha suresinin yüzü suyu hürmetine müminin bu duasını kabul eder. Yüce Allah engin rahmetiyle bu duayı bu surenin içerisine yerleştirmiştir. Yoksa iş bizlerin nefislerine kalsa ne duanın ne de hidayetin, hidayette kalmanın kadrini bilirdik. Dünyada en büyük nimet, Allah’tan hidayet için, hidayetin devamı için, son nefeste imanla gitmek için dua etmektir, dua almaktır. Fil suresi müminin gönül dünyasını koruyucu surelerdendir. Çünkü bir Müslüman namaz kılmakla büyük bir eylem yapar. Bu nimetten mahrum olan herkes hasetten dolayı ona düşman kesilirler. Şeytanlar vesveseleri ile namaz kılan Müslümanları herkese karşı kışkırtırlar. Kim namaz kılan mümine karşı bir düşmanlık yapmayı niyet kılarsa, bunun için harekete geçerse, yüce Allah onu Fil suresinde anlatıldığı vechi ile Ebrehe ve ordularına yaptığı gibi perişan eder. Üzerine bela ve musibet yağdırır. Kendi derdine düşürtür. Müminin Kâbe gibi olan kalbini ona yıktırmaz. Hadis-i şeriflerde Fil suresini okuma ile düşmanlara galebe çalınacağına işaret edilmiştir. Kureyş suresi de koruyucu surelerdendir. Özellikle müminlerin iş, ticaret hayatları, mal ve mülkleri bu surenin faziletleri ile korunur. İmam-ı Rabbani Hazretleri korkulu yerlerde ve düşman karşısında Kureyş suresini on bir kez okumanın insana güven ve huzur telkin edeceğini söylemiştir. Maun suresi dinin özünü yanlış kavrayanların, Müslüman geçinenlerin, özellikle zekâtla namazın arasını ayırıp da nefislerine uyanların yani zekât vermeyen Müslümanların ve münafıkların şerlerinden müminleri koruyan bir suredir. Kevser suresi ilahi rahmetin bir tecellisidir. İçerisinde yer alan Kevser’, müminlerin kıyamet günü suyunu içecekleri bir havuzdur. Ondan içenler kurtuluşa ve nimetlere erişecektir. Cennete kavuşacaktır. Bu kısa surede iki koruyucu dile getirilir. Biri namaz diğeri kurban kesmedir. Namazın koruyuculuğu zaten yazımızın konusu olduğu için ayrıca değinmeye gerek yoktur sanırım. Kan akıtma, eti fakir ve fukaraya verme bela ve musibeti insanın üzerinden atmaya vesile olur. Rüyada kurban kesmek bu anlama geldiği gibi eti fakir ve fukaraya dağıtma da bu anlamı karşılar. Üzerimizdeki olan nimetlerin hakkı büyüktür. Bunlar göze de gelebilirler. Onun için kurban kesme sadece kurban bayramına has olmamalıdır. Bir nimete erişildiğinde de düşünülmelidir. Örneğin bir ev, araba alma, yüksek bir makama gelme, güzel ve kazançlı bir iş elde etme, iş yeri açma gibi durumlarda kurban değerinde bir hayvan kestirip bunun etini fakir ve fukaraya dağıtma bu nimetlere değecek nazarları, görünmez ve görünen kazaları, bela ve musibetleri ortadan kaldırıcıdır. Bu, surenin nasihat ve eylem tarafıdır. Bu surenin en büyük fazileti, müminlerde olan çeşitli nimetlerin devamlığını sağlama ve onları muhafaza etmedir. Kafirun suresi, mümini kâfirlerin tasallutuna karşı korur. Müminin dinini muhafaza eder. Kâfirlere insaf verdirir. Onları azgınlıklarından, anlayışsızlıklarından itidale, anlayışa davet eder. Hadis-i şerifte Kafirun suresinin gece yatmadan önce okunması tavsiye edilmiş olup değişik hadis-i şeriflerde de insanı şirkten muhafaza edeceği özellikle belirtilmiştir. Nasr suresi müminin hayatındaki fetihlere vesile olur. Yani bu sure Feth suresine yakın bir fazilete sahiptir. Müminin çeşitli konularda hayalleri, idealleri, projeleri vardır. Bunları gerçekleştirmek ister. O dava adamıdır. Davasını ailesinde, iş hayatında, çevresinde… yaşantıya geçirmek emelindedir. Ama çok çeşitli engeller bunlara mani olur. O istiğfara ve tövbeye yönelir. Surede istiğfar ve tövbenin dile getirilmesi bunların maddi ve manevi fetihlere vesile oluşlarındandır. Hayatını İslam’a uygun olarak düzenler. Bunun için onu sık sık gözden geçirir. Ondaki eksiklileri giderir. Hayatındaki mânialar kalkar. Allah’ın izniyle ve namazlarda okunan bu surenin fazileti ile müminin çeşitli konulardaki istekleri gerçekleşir. Maddi ve manevi fetihler müyesser olur. Peygamberimiz bu sureyi okumanın Mekke’nin fethinde bulunup şehit olma kadar ecir kazandırdığını müjdelemiştir. Tebbet suresi ise şerli kişilerden koruyucu surelerdendir. Malıyla mülküyle, zenginliği ve çeşitli imkânlarıyla müminleri ezmek, yok etmek isteyen insanları, kitleleri hedef alır. Onların her türlü güçlerini etkisiz kılar. Tebbet suresinde hem Ebu Leheb hem de eşi yerilmektedir. Çünkü her ikisi de peygamberimize eşi görülmemiş zulümlerde bulunmuşlardır. Ebu Leheb peygamberimizin öz amcasıdır. Kendisi ticaretle zengin olmuşlardı. Peygamberimizin getirdiği yeni dinle Arapların Kâbe’ye artık gelmeyeceklerini, Kâbe’deki putlara saygının azalacağını ve bu yüzden fakirleşeceğini düşünerek hak dine düşman kesilmişti. Ebu Leheb’in karısı bir gün elinde bir taşla Hz. Ebubekir’in yanına gelmiş, Tebbet suresi ile kendisini hicveden peygamberimizi aradığını ve elindeki taşla peygamberimizin kafasını kıracağını söylemişti. Hâlbuki bu sırada peygamberimiz Hz. Ebubekir’in yanındaydı. Tebbet suresinin bir fazileti ile olsa gerek peygamberimiz ona görünmemişti. İhlâs suresi kalbi, itikadı, dini muhafaza eden ve derinleştiren, arıtan bir suredir. İnsan kalbi daima harekettedir. Şeytanların ve nefsin vesveseleri ile zaman zaman bulanır, karışır. Münafıklığa, riyaya doğru kayabilir. İman, bir nurdur. Nur, ateş gibi muhafaza edilmediği zaman azalabilir, sönebilir. Onu daima artırmak gerekir. Bu da istiğfarla tövbeyle hayatı ve kalbi daima temizlemekle olur. İstiğfar kalpte geleceğe dönük tasarlanan günahlardan, tövbe ise geçmişteki günahlardan pişman olmaktır. İhlâs, ibadeti yalnız Allah rızası için yapmaktır. Bu, bu surenin kalplere ektiği bir tohumdur. Hak dinin özü ihlâstır. Gerek zikir çekmek olsun gerek sureleri okuma olsun ihlâsla yapılmalı ve anlaşılmalı; bunlarda Allah rızası dışında bir gaye ve beklenti olmamalıdır. Hadis-i şeriflerde İhlâs suresinin Kuran-ı Kerim’in üçte birlik sevabına denk geldiği belirtilmiş, onu çokça okuma ile cennete, çeşitli cennet nimetlerine nail olunacağı müjdelenmiştir. Felak ve Nas sureleri gerek insanlardan gerek cinlerden gelebilecek şerlere, kötülüklere karşı korunmada birer zırh gibidirler. İnsanların bir kısmı sihir ve büyü yaparlar. Bu yolda gelebilecek şerlerin önünü bu iki sure tıkar. Şeytanların vesveseleri öyle korkunçtur ki… İnsanlara bu konuda perde verilmiştir. Şayet bu perde üzerlerinden kaldırılsa herkes kafayı yerdi. Çünkü size düşman bir insan düşünün. İşte bu insanın belki yüz, belki bin katı daha çok bir kinle size yaklaşan şeytanlar vardır. Mutlaka her Müslüman’ın üzerinde bu şeytanlar bulunur. Onlara vesvese verirler. Şeytanlar insanların iç dünyasındaki düşünceleri takip edebildikleri için herkese zayıf noktalarından yaklaşırlar. Ona göre vesvese verirler. İnsanlar bu vesveseleri kendi düşünceleri sanırlar. Bunalıma girerler. Bunlarda itikada ve dine yönelik olanları ile suçluluk duygusuna düşerler. Dinden diyanetten, namazdan uzaklaşırlar. Böylelikle kendilerini şeytanlara güldürürler. Vesveseye tutulan kişiler bu iki sureyi bolca okuyarak Allah’a sığınsınlar ve vesveseye hiç önem vermesinler. Çünkü bu vesvese konusu olan düşünceler kendilerine ait değildir, şeytanlarındır. Bunlara sadece edeben tövbe ve istiğfar etmek gerekir. Yani bu vesveselerde Müslümanların bir günahları ve iştirakleri söz konusu değildir. Allah bu iki surenin fazileti ile onu çokça okuyanları bu konuda koruyacak ve vesveseyi kısa zamanda geçersiz kılacaktır. Her türlü günahın önce kalpte yer etmesinde mutlaka şeytanların vesveseleri tohum vazifesi görür. Nefis yani içgüdüler, arzular, istekler bu vesveselerden etkilenip günah tohumunu yeşillendirirler. Kişi günah işlemeye azm edinceye kadar bu bitki büyür. Günah işlenince meyvesi yenilmiş olur. Şeytanlar da emeline ulaşarak sevinirler. O kadar ki sevinçlerini içki içerek kutlarlar. Bir insanı, hele bir Müslüman’ı günah işletmeye muvaffak olma kadar hiçbir şey şeytanları sevindirmez. Çünkü günah küfrün habercisidir. Her günahta küfre giden bir yol vardır. Nasıl basit bir mikrop çoğalarak insanı yatağa düşürüp ölümüne sebep olursa küçük görülen bir günah da böyledir. Kişinin imanına hücum ederek onu çürütebilir ve insanı imansız ahrete yollayabilir. Şeytanlar bunu çok iyi bildikleri için küçük de olsa bir günahı bir Müslüman’a işlettiklerinde büyük bir zevk alırlar, sevinç duyarlar; bundan büyük bir ümide kapılırlar. Onun için daima bu iki sureyi çok okumak, şeytanların vesveselerinden Allah’a sığınmak gerekir. Özellikle Felak suresi hasetçinin şerrinden Allah’a sığınmayı sağlar. Hasetçinin hem görünen hem de görünmeyen şerleri vardır. Görüneni, haset ettiği kişi aleyhinde olur ve konuşur. Ona komplolar kurar veya kurulmasına yardım eder. Görünmeyeni ise nazarıdır. Nazar hasetle çok yıkıcı bir tesir kazanır. Arifler sıkıntılı, korkulu, tehlikeli zamanlarda bu iki surenin çokça okunmasını tavsiye etmişlerdir. Yüce Allah kalplerimize Kuran-ı Kerim’in; surelerin, ayetlerin, zikirlerin sevgisini koysun. Onlardan gelecek nura, imana kalplerimizi sevk etsin. Faziletlerini üzerimize daim kılsın. Son nefeste Kuran-ı Kerim okunmayı ve imanla göçmeyi nasip eylesin. Âmin. Muhsin İyi Movies Preview 714 Views DOWNLOAD OPTIONS IN COLLECTIONS Uploaded by kuran dinle on May 9, 2019 SIMILAR ITEMS based on metadata Kur’an-ı Kerîm’in doksan dördüncü suresi, sekiz ayet, yirmi dokuz kelime ve yüz üç harftir. Fasılaları, kâf, elif ve be harfleridir. Sure Mekkî olup “şerh” suresi diye de adlandırılır. “Duha” suresinden sonra inmiştir ve konusu da bu surenin konusuyla yakından ilgilidir. Hatta bazı âlimler bu iki sureyi bir sûre saymıştır. “Duha” suresi, vahyin birkaç gün kesilmesi ve Resulullah’ın gönlüne bir sıkıntının çökmesi üzerine inmiş gönlüne ferahlık gelmişti. İnşirah suresi bu ferahlığı pekiştirerek şanını yüceltmekte ve ona verdiği nimetleri sıralamaktadır. Birbirini tamamlayan DUHA-İNŞİRAH SURELERİ insan psikolojisi ve özde düşünme nokta-i nazarından elbette… Read More -Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “Yetmiş bin melek, tesbih ve hamd sözleriyle bu surenin inişine eşlik etti.”1 -Resulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki “En’am suresini okuyan kimseye Allah’u Teala azametiyle rahmetini neşreder ve bu surenin –indirilişinde hazır bulunan yetmiş bin melek surenin ayetlerinin sayısınca, gece-günüdz Allah’tan mağfiret dilerler.”2 -Her kim sabaha çıktığı zaman En’am suresinin başından 3 ayet okursa, 1-3 ayetleri Allah’u Teala ona, kendisini korumak üzere melek görevlendirir. Kıyamet gününe kadar o meleklerin amellerini ona yazar. Şeytan her ne zaman o kişinin kalbine… Read More Kur’an-ı Kerim’in beşinci suresi. Medenî surelerdendir. Yüz yirmi ayet, bin sekiz yüz dört kelime ve on bir bin dokuz yüz otuz üç harften ibarettir. Fasılâları, ra, lam, nun, ba, dal harfleridir. Hudeybiye gününden başlayarak peyderpey nazil olmuştur. Nüzül sırası Fetih suresinden sonradır ez-Zemahşeri, el-Keşşâf, Beyrut, I, 600. Adını yüz on ikinci ayetinde geçen “mâide” kelimesinden almıştır. Bu adı almasının özel bir sebebi yoktur. Mâide isminin ayette geçiş şekli şöyledir “Hani, havariler “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbinin, gökten bize bir sofra mâide indirmeye gücü yeter mi?” demişlerdir…!” Sure; Ukud, Munkıze… Read More Kur’an-ı Kerim’in dördüncü suresi. Yüz yetmiş altı ayet, üç bin yedi yüı kırk beş kelime ve on dört bin beşyüz otuz beş harften ibarettir. Fasılası elif, lâm, mim ve nun harfleridir. Medenî surelerden olup, nüzûl sırası Mümtehine suresinden sonra gelmektedir. Bazı bölümlerinde kadınlarla alakalı hükümlerden bahsedildiği için bu adı almıştır. Bakara suresinden sonra Kur’an’ın en uzun suresidir. Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur Kur’an’ın yedi uzun suresini kim öğrenip bellerse, o kişi bilgin sayılır” Ahmed b. Hanbel, VI, 73, 82; Hakim, II, 305 buyurmuştur. Nisa suresi de… Read More “Herşeyin bir kalbi vardır. Kur’ân’ın kalbide Yâsîn’dir. Kim bu sureyi okursa, Allah ona, Kur’ân’ı on kere okumuş gibi sevap yazar.” “Yâsîn’i her gece okumaya devam eden kimse vefat ederken şehit olarak vefat eder.” “Ya Ali! Sana Sure-i Yâsîn ile tavsiye ederim, zira onda yirmi bereket vardır. Onu aç okursa doyar, susuz okursa suya kanar, çıplak okursa giyinir, bekar okursa evlenir, korkak okursa korktuğundan kurtulur, yolcu okursa yolculuğunda yardım görür, malı çalınan okursa malı yerine gelir.” Yâsîn Suresi’nin Faziletleri 1- Gayrimeşru ve haram olmayan herhangi bir dileği olan kişi 3 veya… Read More Fatiha, dine, doğruluğa, Allah’a yönelmeye, başarılı olmaya, yardım görmeye, düşmana üstün gelmeye, ibadette ve itaatte bulunmaya, merhametli ve şefkatli kalmaya, yeterli bulunmaya, sevimli olmaya, kötülükten korunmaya, güven içinde kalmaya, mülk edinmeye, irade ve ilim sahibi olmaya, malda artış elde etmeye, mevki sahibi olmaya, GÜZEL bir hayat sürmeye, ev halkını korumaya, zarar ve fesattan uzak olmaya, ilmin inceliklerini anlamaya, marifet sahibi olmaya yardım eder. Fatiha’yı çok okuyan, canında ve malında bereket bulur. Allah, onu açlık ve fakirlik gibi üzücü ve ezici şeylerden korur. Allah’tan meşru olarak ne isterse, mutlaka kendisine verilir.… Read More

surelerin faziletleri ve sırları pdf