cC6wtmT. Crohn Hastalığı ve Ülseratif Kolit Hakkında Bilmeniz Gerekenler İnflamatuar Barsak Hastalıkları Ülseratif Kolit ve Crohn hastalığı İnflamatuar barsak hastalıkları İBH, sindirim sistemi veya bağırsak duvarının süreğen kronik iltihabı ve kalınlaşması ile karakterize bir hastalıktır. Sindirim sistemi süreğen olarak iltihab ve tahriş olduğu zaman ülser denen yaralar gelişir ve birçok hastada kanamalar olur. Ülserler şiddetli ishal, karın ağrısı, dışkıda kan, yorgunluk, iştahta azalma ve kilo kaybına neden olurlar. En çok görülen iki tipi ülseratif kolit ve Crohn hastalığıdır. Her ikisinin kliniği birbirine benzemekle birlikte bazı ayırıcı özellikleri bulunmaktadır. Ülseratif kolit kalınbağırsak ve rektum bölgelerini tutar ve kanlı ishal atakları ile karakterizedir. Ülseratif kolit mide ve ince bağırsağı tutmaz. Crohn hastalığı ise ağızdan kalın bağırsağın sonuna kadar herhangi bir bölgeyi, sıklıkla da ince bağırsağı tutar ve ishallerinde genellikle kan bulunmaz. Ülseratif kolit lezyonlarının tutulumu kalın bağırsakta arada sağlam tabakalar bırakmadan süreklilik gösterir; ayrıca sadece kalın bağırsağın iç yüzünü örten yüzeyel tabakada mukoza ve submukoza hastalık vardır. Crohn hastalığı ise hastalığın görüldüğü bağırsak kısmında bağırsak duvarının sadece yüzeyel tabakasını değil, tüm kat olarak bağırsak duvarının hepsini tutar. Crohn hastalığında sindirim sisteminin tutulması tipik olarak arada sağlam bölgeler bırakacak şekilde atlamalı şekildedir. Crohn hastalığında sindirim sistemi organlarında ilerleyici darlık, fibrozis denen dokuda sertleşme, yırtılmalar ve organlar arasında veya cilde açılan fistül isimi verilen kanalcıklar oluşur. Crohn hastalığında makat bölgesinde de tutulum ve fistül oluşabilir. Crohn hastalığı bu özellikleri ile besinlerin emilimini bozar ve malabsorbsiyon isimi verilen emilim kusuruna neden olur. Diğer İBH tipleri de kollajenöz kolit, lenfositik kolit ve diversiyon kolitidir. Crohn hastalığının bulguları nelerdir?Crohn hastalığı, sindirim sisteminin herhangi bir bölümünü tutması nedeniyle yakınmalar tutulan bölgeye göre değişir. En çok görülen yakınmalar, kramp tarzında karın ağrısı, ishal, ateş, kilo kaybı, halsizlik, güçsüzlük ve karında şişkinlik hissidir. Çocuklarda besin maddelerinin emilememesine bağlı gelişme geriliği oluşabilir. Bu yakınmaların hepsi görülmeyebilir. Ayrıca makatta ağrı ve akıntı, deride yaralar, rektal kalın bağırsağın son kısmı abseler, çatlaklar ve eklem ağrıları da görülebilir. Bunun haricinde az sayıda hastada üveit şeklinde göz tutulumu ya da sklerozan kolanjit adı verilen ve safra yolları tutulumu gibi tablolar ortaya çıkabilir. Ülseratif kolitin bulguları nelerdir? Ülseratif kolitin tuttuğu bölgeye göre yakınmalar değişir. Rektum olarak isimlendirilen ve bağırsağın makattan önceki son bölümü olan bölgeyi tutarsa sık dışkılama ve dışkıda kan en önemli yakınma olur. Fakat kalın bağırsağın tutulduğu durumlarda suyun geri emilimi bozulacağı için kişide şiddetli ishal, karın ağrısı ve kanlı dışkılama yakınmaları ortaya çıkar. Kanama bağırsak duvarındaki iltihaba bağlı olarak gelişen ülser isimli yaralara bağlıdır. Bu ülserler yüzeyeldir. Yakınmalara sıklıkla ateş, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi durumlar da eşlik eder. İBH, ataklar ve iyileşme dönemleri ile hayat boyu devam eder. Crohn hastalığında bağırsak tutulumu ilerleyici bir şekilde bozulurken, ülseratif kolit de ilerleme daha yavaştır. İBH ülseratif kolit ve Crohn hastalığı tanısı nasıl konur? Tanının ve ayırıcı tanının yapılabilmesinde çeşitli testlerden faydalanılır Kan tahlilleri Dışkı incelemeleri kan içeriği Crohn hastalığının tanısı için Baryumlu filmler Ülseratif kolit veya Crohn hastalığının bağırsak tutulumunu ve tanıyı doğrulama, biyopsi almak için kolonoskopi adıverilen makattan fleksibl fiberoptik ince boruyla girilerek inceleme yapılması Akciğer röntgeni, karın ultrasonografisi veya bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik tetkikler İBH ülseratif kolit ve Crohn hastalığı’ nın nedenleri nelerdir? Kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı nedenler ileri sürülmektedir. 1. Bağışıklık immun sisteminin bozulması normalde immun sistem vücudu bakteri ve virüs gibi mikroplara karşı korur, vücuttaki zararlı hücre ve molekülleri ortadan kaldırır. İBH olan kişilerde immun sistem aşırı tepki vererek sisndirim sisteminde iltihabi yanıtın şiddetlenmesine ve ülser isimli yaraların açılmasına neden olur. Araştırmacılar buna bakteri veya virüslerin neden olduğunu düşünmektedirler. 2. Ailesel faktörler İBH görülen ailelerin bireylerinde de sıklığı artmaktadır. Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan kişilerin % 15 – 20’ sinde aile bireylerinde deİBH bulunmaktadır. Aile bireylerinde İBH olan kadınlarda, erkeklere göre daha fazla İBH görülme riski vardır. Ailesel genetik geçiş önemli olup Musevilerde daha fazla görülmektedir. 3. Çevresel faktörler - Yetersiz fiziksel aktivitede bulunanlar - Yüksek sosyal ve ekonomik durum - Gelişmiş ülkelerde yaşama gibi çevresel faktörler görülme riskini arttırmaktadır. Ayrıca stres, sigara içilmesi ve bazı gıdaların tüketilmesi İBH’ nın bulgularını arttırmaktadır. İBH ülseratif kolit ve Crohn hastalığı’ nın komplikasyonları nelerdir? Kanser riski Crohn hastalığında bu risk çok düşüktür. Ülseratif kolitte ise riski tutulumun yaygınlığı belirlemektedir. Sadece kalınbağırsağın son kısımları olan rektum ve sigmoid kolon tutulumlarında kanser riski çok düşün iken, pankolit dediğimiz kalın bağırsağın hepsinin tutulduğu durumda kanser riski daha yüksektir. Kanser riski aktif hastalığı 8 yıldan fazla sürenlerde yüksek olmakta ve 10 yılın üzerinde kanser gelişme riski her yıl % 1 artmaktadır. Bağırsak komplikasyonları hem ülseratif kolit hem de Crohn hastalığında ülserlere bağlı kanamalar, bağırsak yırtılmaları, bağırsağın genişlemesi toksik megakolon görülebilir. Toksik megakolon acil bir durum olup karında ani gelişen şişlik, dışkılayamama, şiddetli karın ağrısı ve genel durumda bozulma ile karakterizedir. Bu durumda kalın bağırsak genişler ve duvarı incelir. Acil müdahele edilmez ise kalın bağırsak yırtılır ve içeriği karın içine akar. Bu da kişinin ölümüne neden olabilecek peritonit olarak isimlendirilen karın zarı enfeksiyonuna neden olur. Crohn hastalığında ek olarak bağırsak tıkanıklığı da görülebilmektedir. Bu durumda karında ağrı, şişlik, dışkılayamama ve bulantı –kusma görülür. Bunlardan başka Crohn hastalığının bağırsak duvarını tam kat tutması nedeni ile iltihabi olay komşu organları da etkilemekte ve bağırsak ile komşu organlar arasında fistül adı verilen kanallar gelişmektedir. En çok bağırsak – bağırsak, bağırsak – idrar torbası mesane, bağırsak – rahim arasında fistül gelişmektedir. Fistülün açıldığı organdan dışkı gelmektedir. Bu fistüller abseye de neden olabilmekte ve makat çevresinde de görülebilmektedirler. Bağırsak dışı komplikasyonlar bağırsaklarda süregelen iltihabi olay ateş, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi durumlara neden olur. Eklem bulguları el parmakları, el ve ayak bileği, ayak ve diz eklemleri gibi eklemlerde ağrı, şişlik, özellikle sabahları şiddetli olan eklemde hareketinde kısıtlılık sabah tutukluğu, gün içinde azalır azalma ile karakterize yakınmalar gelişebilir. Bağırsak yakınmalarıdüzeldiğinde sıklıkla bu yakınmalar da düzelir. Bazen omurgadaki eklemleri tutarak ankiozan spondilit olarak isimlendirilen tabloya neden olabilir. Cilt bulguları Sıklıkla dizin altında ayak bilekleri– diz arası ön bölgede yerleşen ağrılı, şiş ve kızarık cilt altı nodüller eritema nodozum gelişir. Cillte pyoderma gangrenozum olarak isimlendirilen akıntılı ve derin ülserli yaralar görülebilir. Ağız içinde ağrılı yaralar ile karakterize aftöz stomatit gelişebilir. Bu yakınmalar bağırsak bulgularıdüzelince iyileşir. Karaciğer bulguları karaciğer ve safra yollarında iltihabi tutulum oluşabilir ve karaciğer testlerinde bozulma olabilir. Karaciğer iltihabı, İBH düzelirken iyileşir. Eğer sklerozan kolanjit isimli safra yolları iltihabı varsa bu bulgu düzelmez ve nadir de olsa ilerde safra yolları kanserine neden olur. Göz bulguları bazı hastalarda gözde ağrılı bir iltihap olan uveit gelişebilir. İBH bulguları düzelince üveitte de düzelme olur. Safra kesesi taşı ve böbrek taşı Crohn hastalığında sıklıkla ince bağırsakların alt kısımları tutulduğu için safra tuzlarının geri emilimi bozulur ve bu da safra taşlarının gelişmesine neden olur. Bunun harici böbrek taşları da gelişebilir. İBH ülseratif kolit ve Crohn hastalığı ilaçla tedavisi nasıldır, hangi ilaçlar kullanılır? İBH’ nın tam olarak tedavisi yoktur. Tedavide kullanılan ilaçlar hastalığın ilerlemesini yavaşlatır ve yakınmaların kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Tedavide iltihabı engellemeye yönelik ilaçlar kullanılmaktadır. Sülfosalazin ve 5 – aminosalisilik asit en sık kullanılan ilaçlardır. Hafif ve orta şiddetteki hastaların tedavisinde gerektiğinde uzun süre kullanılmaktadırlar. Sülfosalazin’ in yan etkileri olanlarda bulantı, kusma, baş ağrısı, deri döküntüsü, ishal ve zayıflama gibi 5 – aminosalisilik asit kullanılmaktadır. Yukarıda bahsedilen ilaçlara yanıt vermeyen veya şiddetli olan vakalarda tedaviye steroid prednizolon ilaçları ile devam edilir. Steroidlerin aşırıkilo alma, vücutta yağ dağılımının bozulması yüzde, karında ve ensede yağtoplanır; aydede yüzü, bufalo hörgücü gibi isimlendirilen görünüme neden olur, tansiyon yükselmesi, ödem, şekerin yükselmesi, ciltte çatlaklar ve sivilceler oluşması, kemik erimesi, kas gücünde azalma, katarakt, psikolojik bozukluklar ve adet düzensizliği gibi yan etkileri olabilmesi nedeni ile takibi önemlidir. Uzun süre steroid alan kişilerin doktordan habersiz birden ilacı kesmesi de Addison krizi denen böbreküstü bezinin yetmezliği ile karakterize tabloya neden olabilir. Steroid ilacının süresi ve dozları hastalığın durumuna göre ayarlanır. Bağışıklık sistemini immun sistem düzenlemeyi veya kontrol altına almayısağlayan ilaçlar da şiddetli İBH olgularının tedavisinde kullanılır. Bu ilaçlara immunsupresör bağışıklık sistemini baskılayıcı veya immunmodülatör bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar denmektedir. Bu grup ilaçlar arasında siklosporin, metotreksat, azotiyopürin ve 6 – merkaptopürin gibi ilaçlar vardır. Bu ilaçların çoğu aynı zamanda kanser tedavilerinde de kullanılmaktadır. Temel özellikleri bağışıklık sistemini baskılamak olduğu için ciddi yan etkileri bulunabilmektedir. Bu nedenle takipler iyi yapılmalıdır. Eğer kişide abse oluşumu varsa uygun antibiyotik tedavilerinin eklenmesi gereklidir. Eğer şiddetli ataklar varsa hastanın mutlaka istirahat etmesi, mümkünse bir hastaneye yatırılarak takip edilmesi, sulu yumuşak ve besin değeri yüksek ishal önleyici diyet verilmesi gereklidir. İBH ülseratif kolit ve Crohn hastalığı tedavisinde ameliyat hangi durumda yapılır? Crohn hastalığında hastaların yaklaşık % 75’ inde, hastalıkları süresince en az bir defa cerrahi tedaviye gereksinim duyarlar. Bu cerrahi tedavinin bir kısmı hayatı tehdit eden komplikasyonlara bağlı olarak acil yapılmaktadır. Bu acil durumlar; aşırı kanama, bağırsak delinmesi, karın zarı iltihabıperitonit, karın zarı absesi, bağırsak tıkanıklığı, ve toksik megakolon kolonun ani olarak belirgin genişlemesi ve bağırsak kas gerginliğinin kaybı’dur. Ayrıca ilaçlara yanıtsız yakınmaların olması, abse ve fistül oluşumları,makat bölgesindeki yakınmalar da cerrahi girişim gerektiren diğer durumlardır. Ancak cerrahi tedavinin Crohn hastalığını tedavi edici özelliğinin olmadığı,hastadaki bulguların düzeltilmesi veya azaltılmasına yönelik olduğu unutulmamalıdır. Cerrahinin amacı bağırsağın olabildiğince korunup hastanın yaşam kalitesini arttırmaktır. Hastaların çoğunda ikinci, hatta üçüncü defa cerrahi müdahalelere ihtiyaç duyulabilmektedir. Eğer bir hasta ameliyat olduysa 3 yıl içinde hastalığın tekrarlama oranı % 30, 5 yıl içinde ise % 50’ dir. Ülseratif kolit, Crohn hastalığına göre bağırsağın belli bir bölümünü tutması nedeni ile cerrahi girişim ile tamamen tedavi yanıt vermeyen şiddetli hastalık, ciddi kanama, kalınbağırsak delinmesi ve kanser gelişmesi nedeni ile hastaların yaklaşık % 40’ ında kalın bağırsağın çıkarılması gerekmektedir. Ameliyat seçeneğinin tedavi edici olmasınedeni ile bu konunun artıları ve eksileri iyice konuşulduktan sonra karar verilmelidir. Ülseratif kolitin bağırsağın sadece az bir kısmını tuttuğu olgularda rektosigmoid bölge hastalığın seyri oldukça iyidir ve kanser riski düşüktür. İBH ülseratif kolit ve Crohn hastalığı ile spastik irritabl kolon arasında bir ilişki var mıdır? Spastik kolon, toplumda özellikle kadınlar arasında sık görülen, daha çok kabızlık, arada ishal atakları ile seyreden ve bağırsakların normal görünümde olduğu, iltihabın olmadığı bir durumdur. İBH ve spastik kolon arasında ilişki bulunmamaktadır. Spastik kolonun ciddi yan etkileri bulunmamaktadır. Basur hemoroid ve makatta çatlak fissür gibi yan etkiler ve yaşam kalitesinde bozulmaya neden olabilmektedir.
Ülseratif kolit, kalın bağırsakları tutan bir hastalıktır. Kronik bir hastalık olup ömür boyu sürmektedir. Hastalık dönemleri ile remisyon istirahat hali olan hastalıktır. Ülseratif Kolit hastalığının nedenleri? Çevresel Faktörler Bağışıklık sisteminin çökmesi Stres Genetik Ülseratif kolitin belirtileri nelerdir? Karın sol alt bölgesinde ağrı Kanlı ishal Sık tuvalete gitme ihtiyacı Ateş Halsizlik Diz üstünde lekelenme Gözde üveit Ülseratif kolitin tedavi yöntemi nedir? İltihap ilaçlarla kontrol altına alınır. Hastalığın yükselmemesi için sürekli kontrole gidilmesi gerekir. Belirli aralıklarla kolonoskopi yaptırılmalıdır. Düzenli ilaç kullanılmalıdır. Rektal kanamaları önemseyin Rektal kanama makattan kan gelmesi ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. Kanama fark edildiğinde hemen genel cerrah ya da gastroenteroloji uzmanına başvurmak gerekir. Ülseratif kolit gibi hastalıklar makat kanamalarına sebep olabilirler. Kalın bağırsağımızda meydana gelen polipler de bu tarz kanamalara sebep olurlar. Genetik geçişli kanserle de bu yaşlarda karşılaşabilmekteyiz. Yaş ilerledikçe 50-70’li yaşlarda; bu sebepler bizi biraz daha endişelendirmekte, sebepler daha çok hayatı tehdit eder hale gelmektedir. Kolonoskopiden korkmalı mıyız? Bağırsaklarım yırtılır mı korkusuyla yaptırmaktan kaçtığımız kolonoskopi işlemi sırasında, polipler kabartılar çıkarılarak kalın bağırsak kanserinin gelişmesi önlenebilir. Ayrıca ülseratif kolit hastalığı olanlarda hastalık aktivitesini saptama, tedavi yanıtını değerlendirme ve kanser taraması yapılmak üzere kolonoskopi belirli aralıklarla yapılmalıdır. Bağırsak temizliği gerekli Kolonoskopi randevusundan bir iki gün önce sıvı diyet uygulanır ve bol su içilmesi önerilir. Bir önceki akşam ise, kalın bağırsağı boşaltıcı ilaçlar uygulanır. Bağırsak temizliğindeki amaç, metre uzunluğundaki kalın bağırsak içeriğinin boşaltılmasıdır. Bağırsak temizliği ne kadar iyi olursa yapılan görüntülemenin kalitesi ve tanı açısından güvenirliliği o kadar yüksek olur. Eğer kalın bağırsak temizliği yeterli değilse bazı lezyonlar gözden kaçabilir. Bu yüzden doktorunuz kolonoskopi işlemini erteleyip ikinci bir seansta değerlendirmeyi isteyebilir. Kolonoskopi işlemi bu işin eğitimini alan uzmanların ellerinde son derece güvenli, hem tanısal hem tedavi edici bir uygulamadır.
Bağırsak alışkanlıklarınızda uzun süren ve kalıcı değişiklikler yaşıyorsanız herhangi bir sindirim sistemi hastalığı yaşıyor olabilirsiniz. Uzun süren ishaller veya kabızlıklar, karın ağrısı, dışkıda kan, bir veya iki günden fazla süren ateşler, inflamatuar bağırsak hastalıklarından ülseratif kolitin habercisi olabilir. Chron gibi, ülseratif kolit de en çok bilinen sindirim sistemi hastalıklarındandır ve beslenme bu hastalıkta önemli rol oynuyor. Ülseratif kolit için belirlenen tek bir diyet listesi ne yazık ki mevcut değil. Belirtiler ve şikayetler kişiden kişiye göre değişebildiği için uygulanan beslenme programının da mutlaka kişiye özel olması önemli. Bazı önemli noktaları işte şöyle Ülseratif kolit beslenmesi Ülseratif kolit hastaları ne yemeli, ne yememeli? Uzun süre aç kalmayaya özen gösterin ve kişisel durumunuza göre 3 veya 4 saatte bir daha küçük porsiyonlarda beslenin. Bir anda çok fazla yüklenmek sindirim sisteminizde hassasiyete sebep olabilir. Mutlaka bir beslenme günlüğü tutun. Günlüğe o gün yediklerinizin yanı sıra sindirim sistemi durumunuzu da not edin. O gün kaç kere dışkıladığınızı, dışkınızın durumunu ve özellikle gaz ve şişkinlik şikayetlerinizi de belirtmeyi unutmayın. Probiyotik ve prebiyotiklerden destek alın. Avrupa Klinik Beslenme ve Metabolizma Derneği ESPEN’ne göre inflamatuar bağırsak hastalıklarında probiyotik tedavisi koruyucu etki gösteriyor. Eğer chron ve ülseratif kolit gibi herhangi bir inflamatuar bağırsak hastalığı yaşıyorsanız aldığınız besinleri sindirme ve emebilmede sorunlar yaşıyorsunuz demektir. Bu durumda bazı vitamin ve minerallerin eksikliğini yaşıyor olabilirsiniz. Mutlaka düzenli hekim kontrolü ile vitamin, mineral seviyelerinizi kontrol ettirin. Alkol ve kafein içeren besinlerden, karbonatlı içeceklerden uzak durmanız önemli. Kişisel hassasiyetlere göre değişmekle beraber, süt ürünleri, kuru baklagiller, kurutulmuş meyveler de şikayetleri tetikleyebilir. Bu besinleri de deneyerek tüketmenizde fayda var. Aşırı yağ, baharat ve şeker içeren besinleri tüketmekten kaçının. Bu besinler bağırsaklardaki inflamasyona da katkıda bulunabilir. Omega-3 içeren besinler, taze sebze ve meyveler, özellikle kırmızı, mor renkte olanlar, zerdeçal gibi bazı baharatlar da inflamasyonun azalmasına yardımcı olur. Nutrients dergisinde yeni yayımlanan bir çalışmaya göre ceviz tüketimi ülseratif kolite karşı koruma sağlayabilir. İnsanlar üzerindeki etkiyi anlamak için daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulsa da bu çalışma iki hafta boyunca ceviz tüketiminin kolonik mukozanın onarım sürecine katkıda bulunabileceğini gösteriyor. İlginizi çekebilir İkinci beynimiz bağırsak için sağlık önerileri Mikrobiyota sağlığı için nasıl beslenmeliyiz? Diyetisyen Dilara Koçak Diyetisyen 1990 yılında beslenme ve diyet mesleğine gönül veren Koçak, Hacettepe Üniversitesi, “Beslenme ve Diyetetik” mezunudur. Yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamlayarak uzman ünvanını almıştır. ... Devam
Ülseratif kolit kalın bağırsağın otoimmün bir hastalığıdır. Ülseratif kolit ve Crohn hastalığına, “inflamatuvar veya iltihabi bağırsak hastalığı″ ortak adı verilir. İnflamasyon, iltihap veya yangı demektir ve bu hastaların bağırsaklarında, süreğen kronik, zaman zaman alevlenen, zaman zaman baskılanan iltihap vardır. İltihap bağışıklık reaksiyonları sırasında hasta bölgeye akyuvarların toplanması ve çeşitli kimyasal maddeleri salgılamalarıyla ortaya çıkan değişikliklerdir. Normalde bağışıklık sistemi, vücudu bakteri, virüs gibi yabancı ve zararlı canlılara karşı korumak amacıyla, onlara saldıran ve ortadan kaldıran reaksiyonlar oluşturur. Otoimmün hastalıklarda ise bu reaksiyonlar kişinin kendi yapılarına karşı olur ve onları kolitte kalın bağırsağın mukozasında çapları çok küçük, derin olmayan yaralar vardır ve bunlar kanar. Hastalarda da kanlı ishal, karın ağrısı yakınmaları oluşur. Hastalık, çoğunlukla rektum ve sigmoid adı verilen kalın bağırsağın alt kısmını veya birlikte inen kolonu tutar. Hastaların bir bölümünde de tüm kolon hastadır. Genellikle hasta olan bağırsak alanı arttıkça hastalığın ağırlığı da artar. Ağır olgularda dışkılama sayısı fazlalaşır, ateş ve halsizlik de tabloya eklenir. Zaman içerisinde kansızlık bağırsak hastalığı olanlarda, bağırsak dışı tutulumlar da vardır. Bunların başında eklemlerin hastalığı olan artrit gelir. Ülseratif kolitte genelde kol, bacak gibi çevre eklemlerinde ağrı ve şişmeyle ortaya çıkan artrit, gezici karekterdedir ve hasar bırakmadan iyileşir. Deride çapları çoğunlukla 1-5 cm arasında değişen eritema nodozum denen kırmızı ve ağrılı kabarıklıklar, gözde orta tabakanın iltihabı olan üveit bağırsak dışı tutulumlarından Kolit ve Mast HücreleriSon yıllarda otoimmün hastalıkların oluşumunda mast hücrelerinin rolü üzerinde durulmaktadır 1,2. Mast hücreleri bağışıklık sisteminin dokularda yerleşmiş hücrelerinden biridir. Uzun yıllar boyunca, sadece alerjik reaksiyonların bir tipinde rol oynadıkları düşünülmesine rağmen, bağışıklık sisteminin yöneticisi oldukları ancak yeni yeni anlaşılmıştır. Ülseratif kolitte de mast hücrelerinin rolünü gösteren çalışmalar bulunmaktadır 101,102/Sindirim SH . Bu durumda mast hücrelerinin uyarılmasını azaltarak yani onlarla iyi geçinerek bk., Kitap, V. Bölüm ülseratif kolit dışkılaması olan bebeklerde hemen gıda alerjisi düşünülmesi nedeniyle ben de ülseratif kolitli hastalarımda uzun yıllardan beri önce gıda alerjisi olasılığını düşünür ve araştırırdım. Ama hem alerjik reaksiyonlarda rol oynayan IgE antikorlarına dayalı testlerle hem de günlüklerle sonuç alamazdım. Ancak, 2005 yılında ülkemizde yapılmaya başlanan gıdalara karşı oluşmuş IgG antikorlarının miktarını ölçen testi uygulayıp, antikoru yüksek olan pozitif gıdaları diyetlerinden uzaklaştırınca, hastalarımın çoğunda iyi sonuçlar almaya başladım. Hatta psödopolip adı verilen poliplerin bile kaybolduğunu gözlemlediğim hastalarım oldu. Önceleri bu iyileşmelerin mekanizmasını açıklamakta zorlanırdım. Ama daha sonraki yıllarda otoimmün hastalıklarda mast hücrelerinin rolü olduğu, bu hücrelerin IgG antikorlarıyla birleşmiş antijenlerin oluşturduğu immün kompleksler tarafından da uyarıldığı 11/1 ve özellikle gıda ve gıda katkısı antijenlerinin mast hücrelerini IgG antikorları yoluyla uyardıkları 10/1 ortaya çıkınca konu açıklığa kavuştu. Gıdalara özel IgG testiyle ülseratif kolitli hastalarımın yarısına yakınında keten tohumu, gıda katkıları ve yumurta, yaklaşık dörtte birinde gluten, süt ve ürünleri, tavuk ve hindi etleri, roka, çam fıstığı ve kahve için pozitiflikler saptadım. Çok daha fazla sayıda gıdaya ait oranları kitapta verdim ama sonuçlar kişiye göre değişeceğinden, bu önemli hastalıkta test yapılmadan gıda kısıtlaması önermiyorum. Gene de o testi yaptıramayanlara, gluten için AGA ve ekmek mayası için ASCA IgA ve IgG testlerinin yapılması ve ona göre kısıtlamaya gidilmesi düşünülebilir. AGA testinde, mutlaka anti gliadin antikora bakılmalı, gliadin adını içeren ve bugün pek çok laboratuvarda AGA yerine uygulanan anti DGP veya anti dgliadin adı verilen testten kaçınılmalıdır. Çünkü AGA glutene karşı oluşmuş antikorları gösterirken diğeri bu konuda hatalı sonuç verir ancak çölyak hastalığının tanısında da çok başarılı olur. Ülseratif kolitli hastalarda ekmek mayasına karşı pozitiflik sık değildir ama varlığında kısıtlanmasının yararı vardır. Glutene karşı antikor pozitifliğinde, yerine önce kinoa veya mısır unu denenebilir çünkü hastalarımda kinoaya için %0, mısır için de %9 oranında pozitiflikler saptadım. Ülseratif kolitli hastalara öncelikli önerim gıda katkılarından uzaklaşmaları bk., Kitap, ve yararlı olduğu bildirilen keten tohumundan kaçınmaları şeklinde olacaktır. Kitap Artk Hastalığımla Baş Edebiliyorum, Mast Hücrelerinin Gizi Nobel Tıp Kitabevleri ME, Hatfield JK, Brown MA. New insights into the role of mast cells in autoimmunity evidence for a common mechanism of action? Biochim Biophys Acta. 2012; 1822 Y, Chen G. Mast cell and autoimmune diseases. Mediators Inflamm. 2015;2015 SH. van Hoboken EA, Thijssen AY, Verhaaren R, et in patients with ulcerative colitis in remission are associated with visceral hypersensitivity and mast cell activity. Scand J Gastroenterol. 2011;46981-7102/sindirim O, Danilewicz M, Głowacka A, Wągrowska-Danilewicz M. Mast cells and eosinophils are involved in activation of ulcerative colitis. Adv Med Sci. 2012;57 O., Daëron M. The mast cell IgG receptors and their roles in tissue inflammation. Immunol Rev. 2007;217 SH, Zhang HY, Zeng XN, Chen D, Yang PC. Mast cells and basophils are essential for allergies mechanisms of allergic inflammation and aproposed procedure for diagnosis. Acta Pharmacol Sin. 2013;34
8 aydır bağırsağımda iltihap var. Haplar geçirmiyor. Ülserli kolitmiş. Yediklerim yapar mı? Hastalığın aktif dönemlerinde hastaneye gitmeniz gerekebilir. Orta ve hafif derecede aktif hastalığı olan veya hastalığı sakin dönemde olan ülseratif kolitli hastaların özel bir diyeti yoktur. Yediklerine bedeninin verdiği tepkileri takip et. Örneğin baharatlı ve acılı yiyeceklerin hastalığını artırabileceği bilindiğinden bu tür gıdaların tüketilmemesi tavsiye edilir. Ülseratif kolitli hastaların gıda tüketiminde hijyene dikkat etmeleri gerekir. Antiromatizmal ilaçlar, Aspirin, antibiyotikler ve ağızdan alınan demir preparatlarının doktor bilgisi dahilinde kullanmaları uygun olur. Kortikosteroid kullanan hastaların tuz kullanımını azaltmaları gerekir. Ateş gibi yanıyorum. Ölçünce normal çıkıyor. Adet döneminde fazla oluyor. Adet ile bir ilgisi var mı? Var. Ateş yükselmesi ile ateş basması farklı şikayetlerdir. Vücut ısısı ölçülerek ayırt edilir. Bir insanın normal vücut ısısı; cinse, aktivite durumuna, yemek ve sıvı alma durumuna, gün içindeki zamana, kadınlarda adet düzeninin zamanına göre değişkenlik gösterir. Normalde vücut ısısı ile derece arasında değişir. Vücut ısısı çeşitli hastalıklarda yükselebilir. Ağız yolu ile 37 derecenin veya makat yolu ile derecenin üzeri yüksek olarak kabul edilir. Adet döneminde ateş basması daha sık görülebilir. 62 yaşında bir delikanlıyım. Eşim yaşımızı ileri sürüp cinsel ilişkiden kaçınıyor. Bende de istek var. Sıkıntı bende mi? Hastalıktan olabilir mi? Cinsel isteğin beklenenden fazla olması veya kontrol edilemez olması durumunda bazı hastalıklar aklımıza gelebilir. Özellikle beyinde hipotalamus ve limbik sistem dediğimiz bölgenin aşırı uyarılmasına neden olan hastalıklar, dopamin ve testosteron maddelerinin aşırı üretilmesine neden olan hastalıklar araştırılabilir. Ancak kime göre istek fazlalığı tespiti önemlidir. Eşinizin testosteron düzeyi düştüyse isteği azalmış olabilir. Eşinle bu bilgileri paylaş, mutlu olmaya bak. Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın. Kuşkulanma paylaş 12 Ağustos 2022, Cuma Doktor bey 4 aydır eşimle doğru düzgün cinsel ilişkiye giremiyoruz. Hemen boşalıyor. Başta bir şey demedim. Doktora... Uyku apnesine dikkat 11 Ağustos 2022, Perşembe 45 yaşındayım. 128 kiloyum. Sigara içiyorum. Nefessiz kalıyorum. Çok horluyorum. Sigarayı bıraksam geçer mi? Bu... Eşinle birlikte çöz 10 Ağustos 2022, Çarşamba 2 yıllık evliyim. 5 aylık bebeğim var. Gebe kaldığımdan beri eşimle cinsel ilişkiye girmek isteğim neredeyse kalmadı.... Her derde deva 09 Ağustos 2022, Salı 2008'de ayağımda problem vardı. Lokal anestezi için belden iğne yaptılar ama cinsel organım da etkilendi. Doktorlar... Eşim mutlu değil 08 Ağustos 2022, Pazartesi 32 yaşındayım. İlişkide sertliğim 8-10 dakika sürüyor. Eşim mutlu olmuyor. Bu durum erken boşalma mı? İLİŞKİDE...
ülseratif koliti yenen var mı